YGS-2017 sınav sonuçları açıklandı.

Açıklandı ama özel olarak liselerdeki, genel olarak eğitimdeki başarısızlığın, geçmiş yıllardaki haritasının hiç değişmediği görüldü.

Önce sonuçlara bir bakalım:

-2017 YGS sınavına 2 milyon 162 bin 895 aday girmiştir. 2016'da 2 milyon 117 bin 77 aday, 2015'te 1 milyon 987 bin 488 aday girmişti.

-38 bin 483 aday sıfır puan almıştır.

-450 bin kişi matematik, 550 bin kişi fen testine hiç dokunmamıştır.

-Sınava giren 2 milyon 162 bin 895 adaydan yaklaşık 1 milyon 400 bini, matematik ve fen testlerinin ağırlıklı yer aldığı YGS-1 ve YGS-2'de 180 barajını aşamamıştır.

Yani bir başka bakışla, fen ve matematik alanında sınıfta kalınmıştır.

İşte yıllara göre 40'ar soruya verilen doğru cevap ortalaması:

Dersler  2015    2016    2017

Türkçe 15.80    19.01    17.27

Sosyal  10.70    10.75    12.30

Mat.      5.20      7.89      5.12

Fen.      3.90      4.69      4.61

***

Elbette bu sonuçtan yola çıkarak diyebiliriz ki:

-40 Matematik sorusunda doğru cevap ortalaması 5.12 ise...

-40 Fen sorusunda doğru cevap ortalaması 4.61 ise...

-Ve bu sonuçlar yıllarca hiç değişmemiş ise...

-Eğitim sisteminde, özellikle fen ve matematik eğitiminde önemli bir sorun var demektir.

-Ve de bu sorun, her yılın sınav sonucunda görülen genel bir sorundur.

* * *

Peki, bu başarısızlığın ya da beklenen başarının olamamasının nedeni nedir?

-Türkiye'de siyaset ya laik ya da muhafazakâr olarak bölünmüştür ve de siyaset, eğitime özellikle müdahil olmuştur.

-Yani laik ve muhafazakâr kamplaşma özellikle eğitime yansıtılır, eğitim camiası da bu kamplaşmada yerini alır olmuştur.

-Laik kesim laik bir gençlik yetiştirmeyi, muhafazakâr kesim dindar bir gençlik yetiştirmeyi hedeflemiş ve eğitimdeki çatışma bu eksende yürür olmuştur.

-Elbette toplumsal yapımızın nedenleri belki bunu yaratıyordu; ama bu kavgada, eğitim sistemini ve eğitim modellerini tartışmak, araştırmak, geliştirmek unutulur olmuştur.

-Ve de öğretmen kuruluşları da eğitimi yeteri kadar sorgulamamıştır.

-Daha nitelikli ve daha öğretici bir model üretilememiştir.

-Ağırlık, laik eğitim ya da muhafazakâr eğitim üzerine yoğunlaşmış ve bu kavga, eğitimdeki başarısızlığın önemli nedenlerinden biri olmuştur.

***

Bu başarısızlıkta sınav sisteminin hiç mi kusuru yoktur? Elbette vardır.

-Sorun, tüm farklı lise mezunlarının aynı ve eşit sınava tabi tutulmasıdır. Yani eşit koşullarda ve eşit düzeyde eğitim görmemiş öğrencilerin aynı sınava tabi tutulmasındadır.

-Sorun, 12 yıllık bir eğitim sürecinin yalnız 4 alanda 40'ar soru ile ölçülmesindedir.

-Sorun,   eğitimin   piyasa   sistemine   entegre   edilmesinde   ve   ticari   bir   sektöre dönüşmesindedir. Yani eğitimin bir metaya dönüştürülür olmasındadır.

-Ve sorun, okullarımızın yalnız diploma veren birer notere dönüşmüş olmasındadır. İşte böyle bir sistem içinde, biraz ağır olacak ama söyleşmeyi bırakmış, cep telefonu ile sanal âlemde gezen bir gençliğin yaratıldığı ülke olunmuştur.

***

Acaba şimdi anlayabiliyor muyuz, neden bilim alanında "Nobel Bilim Ödülü" alan ya da aday bile gösterilen bir bilim adamımızın olamayışını?

Eğer Aziz Sancar Türkiye'de kalsa idi, Nobel Bilim Ödülü alabilir miydi? Almayı bırak, aday olarak bile gösterilebilir miydi?