Araba ile ilgili yazdığım geçen haftaki yazıdan sonra, daha önce bilmediğim yeni bilgiler öğrendim.

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuya verdiği önemi açıklaması yeni değil. 2013 yılından beri konuşuluyor.

TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu da bu konuyu ele alıp Türk sanayicisinin bunu başaracağını açıkladı.

Olay heyecan verici...

Konuştuğum insanlar yerli arabamızın olmasını istiyor.

Ben bile heyecana kapıldım, geçen haftaki yazımı Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ndeki, "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" diye hamasetle bitirdim.

Atatürk, bu sözü otomobil üretimi gibi sanayi işleri için değil, vatanı ve cumhuriyeti korumak için söylemiş. İnsan heyecana kapılınca böyle şeyler yapıyor ama sanayi üretimi, hesap kitap işidir. İyi inceleme işidir.

Cesaret veren örnekler olduğu kadar, "Dur! İyi düşün!" diyen örnekler de var.

* * *

İş makineleri piyasası kurtlar sofrasıdır. Bu sahada bütün dünyada büyük rekabet var. 1978 senesinde, işe başlayan ve günümüzde HİDROMEK marka makineleri üretip, ülkemizde kullanıma sunmakla kalmayıp, yabancı birçok ülkeye satış yapabilen firma çok başarılı. Umut veren bir örnek oluyor.

Yine 1978'de otomobil üretimini bırakıp, sadece TIR üretimine yönelen Hollanda firması (DAF) incelenmelidir. Üstelik otomatik şanzıman konusunda ilk örnekleri vermiş olmasına rağmen bu birikimi, İsveç'in VOLVO firmasına neden sattı acaba?

* * *

Yerli arabanın yapılmasında başarı endişem benim de yok. Satışı için pazar bulma olayı iyi irdelenmelidir.

* * *

Yakın bir dostum; dört çeker, çift kabinli pikaba daha çok gereksinim olduğunu, işe onunla başlanırsa başarının daha garanti olacağını söylüyor.

Ben de daha isabetli bir görüş olarak düşünüyorum. Ama otomobil üretme heyecanı yaşayanların benimseyeceklerini sanmıyorum.

Şunu hiç unutmamak gerekiyor. Sanayi üretimi heyecan işi değil, hesap işidir. İyi irdelemek gerekiyor.

"Kendi piyasamızdan kapacağımız pay bile bize yeter!" diye düşünülebilir. Ama çok geçerli düşünce sayılmaz.

Üretilen ürün artık dünya pazarından pay kapacak nitelikte olmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanının ısrarla üzerinde duruşundan, bu duruşa sanayi kuruluşlarımızın başında bulunanların katılışından umut ışığı görünüyor.

İnşallah ülkemiz için hayırlı olması temennisinde bulunuyorum. Ben yine de bu konunun daha detaylı incelenmesi gerektiği görüşündeyim. İlerleyen yazılarımda bu konuyu daha farklı örneklerle açmaya devam edeceğim.

En güzel günler sizlerin olsun...