Bir önceki yazımızda ifade ettiğimiz üzere Varlık Barışı’na ilişkin düzenlemeleri kapsayan 6486 Kanun 29.05.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaştı.

Yasanın kapsamına 15.04.2013 tarihi itibarıyla gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan ve yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların bildirim veya beyana konu edilmesi ve bazı yurt dışı kazançların gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesi hususları giriyor.

Varlık Barışı çerçevesinde ödenen vergilerin, hiçbir suretle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması ya da başka bir vergiden mahsup edilmesi mümkün değil.

Bildirilerek veya beyan edilerek yasal defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında Vergi Usul Kanununda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler de uygulanmayacak.

Kayıtlara alınan bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.

Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıkların Türkiye'ye Getirilmesi

Beyan edilen veya bildirilen varlıkların;

- 15.04.2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğunun,

- Gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunduğunun

tevsik edilmesi kaydıyla taşınmazlar dışındaki varlıkların, beyan veya bildirim tarihini takip eden ay sonuna kadar Türkiye'ye getirilmesi ya da Türkiye'deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şart.

Bildirim ve Beyanın Vergi İncelemesi Karşısındaki Durumu

Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamayacak.

Bildirim ve beyan dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelere ilişkin tarhiyatlar ve mahsup

Bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 01.01.2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararı uyarınca gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarından, bildirilen veya beyan edilen tutarların, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilmesi mümkün.

Haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatlar ile gelir, kurumlar ve katma değer vergisi dışındaki diğer vergilere yönelik yapılacak inceleme ve tarhiyatlar ise mahsup uygulaması kapsamında değerlendirilmemekte.

Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları da mahsup uygulaması kapsamında bulunmuyor.

Varlıklara ilişkin şartlar

Yurt dışında sahip olduğu varlıkları banka veya aracı kurumlara bildiren veya vergi dairelerine beyan eden gerçek veya tüzel kişilerce, söz konusu varlıkların 15.04.2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğunun ve sahibi olunduğunun kanaat verici vesikalarla tevsik edilmesi gerekiyor. Ayrıca, yurt dışında bulunduğuna ve sahip olunduğu tevsik edilen varlıkların, bildirim veya beyanın yapıldığı tarihi takip eden ay sonuna kadar Türkiye'ye getirilmesi veya bu sürede Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmekte.

Dolayısıyla;

- Banka veya aracı kurumlara bildirildiği veya vergi dairelerine beyan edildiği halde, 15.04.2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğuna ve sahibi olunduğuna ilişkin kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen varlıklar nedeniyle,

- Yurt dışında bulunduğu ve sahip olunduğu bildirilen veya beyan edilen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, bildirim veya beyan tarihini takip eden ayın sonuna kadar Türkiye'ye getirilmemesi veya bu sürede Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmemesi durumunda

Varlık Barışının sunduğu imkanlardan yararlanılamayacak.

Bildirim veya beyandan kaynaklanan vergilerin vadesinde ödenmesi şartı

Kanun’a göre mahsup imkanından yararlanılabilmesi için, bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi şart.

Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi veya maddede yer alan diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle mahsup imkanından yararlanılmaması durumu, vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmemekte. Ayrıca, bildirim veya beyanlar nedeniyle tahsil edilen vergiler ret ve iade edilmeyecek.

Banka veya aracı kurumlara bildirimi yapılan varlıklara ilişkin bildirim değeri üzerinden %2 oranında hesaplanan tutarın ödenmemesi durumunda, banka veya aracı kurumların söz konusu bildirimi alma zorunluluğu bulunmuyor.

Yurt Dışından Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna Uygulaması

İstisna kapsamına;

- Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin yurt dışında satışından doğan kazançlar,

- Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları,

- Yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen ticari kazançlar

giriyor.

31.10.2013 (bu tarih dahil) tarihine kadar elde edilen bu kazançlar ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan ve 31.12.2013 (bu tarih dahil) tarihine kadar elde edilen kazançlar da istisna kapsamında bulunuyor.

Yurt dışından elde edilen kazançlara ilişkin istisna uygulamasından yararlanılabilmesi için; yurt dışı iştirak kazancı, yurt dışı iştirak hissesi satış kazancı, yurt dışı şube kazancı ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazancın 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması gerekiyor.