- ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ -

Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel, Kemal Derviş’le konuşmuş.
3 Şubat 2014 Pazartesi günü tam sayfa yayımlanan söyleşi, “…2001 krizinin doktoru Kemal Derviş İstanbul’daydı” sunumuyla başlıyor ve Hollande’ın Türkiye ziyareti nedeniyle gelen Derviş’in “Yeni bir ekonomik krizin içinde miyiz?” sorusuna verdiği yanıtlar aktarılıyor.
Kemal Derviş’in bu konudaki tahlillerini, ekonomiyle ilgilenen herkesin okumasında yarar görürüz.
Söyleşinin ara başlıklarını sıralarsak, ana fikir de kendiliğinden ortaya çıkar sanırız:
•Siyasal güven eksikse MB’nin yapacağı sınırlıdır.
•Sıcak paraya dayalı modele ben de karşıyım.
•Esas olan güveni yeniden sağlamak.
•Günlük piyasa işleyişine siyasetin girmesi bir ülkeyi çökertir.
•En önemlisi Türkiye panikte havası vermemek.
•Siyasi üslupta sorun var.
Aktif siyasete mesafeli olduğunu da tekrarlıyor Kemal Derviş ve “Ben iktisatçıyım, akademisyenim, politikacı değilim. Ancak düşünce alanında sosyal demokrasiye elden gelen yardımı yapmak isterim her zaman.” diyor.
*
CHP’nin en büyük yanlışının, “Kemal Derviş ile Yaşar Nuri Öztürk’e tahammül gösterememesi” olduğunu savunanları haklı çıkaran söyleşilerden biri bu.
Ve Cansu Çamlıbel’i bu açıdan kutlamak gerekiyor.
Ama, Kemal Derviş’in bir tespiti var ki, Türkiye’nin geleceğine ilişkin yepyeni bir “yol haritası” belirlemenin kaçınılmazlığını gözler önüne seriyor.
Derviş diyor ki:
“Avrupa krizden sonra kendini yeniden yapılandırıyor. Artık eski tür bir Avrupa olmayacak. Çok daha yapısı esnek, farklılaşmış kurumları olan bir Avrupa’ya doğru gidiyoruz. Bu Avrupa’nın içinde tam üye, ama para birliği içinde olmayan ve o ölçüde egemenlik paylaşımına girmek istemeyen bir ülke olmamız gerekiyor. Bu noktada bize örnek olabilecek ülkeler, İngiltere, İsveç ve belki Polonya olabilir. Hem Hollande, hem Fabius ‘Haklısın bunu tartışmamız lazım’ dediler.”
“Bu tartışmanın ‘eşitler arasında’ açılması lazım. O zaman Türkiye’deki AB tartışması değişir. Biz tasarımına büyük katkıda bulunacağımız yeni bir Avrupa’nın kurucu üyesi olmak için yola çıkarız.”
“Avrupa çok önemli bir barış projesidir.”
“Büyük Avrupa, Türkiye ile birlikte daha güçlü bir Avrupa olacaktır.”
“Böyle bir vizyon için Avrupa içinden de destek yaratmak lazım. Bu konuda Türkiye’ye samimi bir desteği verebilecek olanlar, Avrupa’daki sosyal demokrat, yeşil ve liberal dostlarımızdır.”
*
Kemal Derviş yeni bir perspektif ortaya koyarken, Türkiye’de “otoriter yapı” ile “paralel yapı” arasında meydan savaşı devam ediyor.
Avrupa’nın “daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” arayışına karşılık, bizde “demokrasiyi rafa kaldırma, özgürlükleri alabildiğine kısma” çabaları, sözde “darbe”ye karşı tek çare gibi sunuluyor. “Hizmet” darbesine karşı…
Oysa, hiçbir gerekçe, “demokrasiye darbe”yi mazur gösteremez.
Derviş’in de ima ettiği gibi, bu “çıkmaz yol”dan dönüş Türkiye’nin de, iktidar partisinin de hayrınadır.
Çıkar yol “aklın yolu”dur, “demokrasi yolu”dur.
- ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ -