“Yüz başlı başına bir anlamdır” der Emanuel Levinas…
Şair- sanatçının yüzü ile metin arasında bir bağ olduğunu düşünmek mümkün müdür? Bence hayır! Hangi yazarın yüzü kitabıyla özdeştir ki?
“Aşk Hiçlik ve Her Şey” adlı dosyam Çankaya Belediyesi ile Damar Edebiyat Dergisi’nin ortaklaşa düzenledikleri yarışmada ödüle değer bulunmuştu. (1997) Yarışma şartnamesinde ödül alan dosyaların kitaplaştırılacağı da vardı. Sıra basım aşamasına geldiğinde fakiri arayarak arka kapak için bir fotoğrafımı istediler. Ben fakir de şiirimle yüzüm arasında bir bağ / illiyet olmadığını söyleyerek fotoğraf göndermedim.
Gel zaman, git zaman… Basılan kitapların kolisi geldiğinde fakiri bir sürpriz bekliyordu. Yarışmaya başvururken gönderdiğim vesikalık fotoğraf arka kapaktan bana bakıyordu.
Bu emrivaki sonucu fotoğrafım sadece o kitapta yer aldı. Okurun metin ile halleşirken yüzümün terzide olmasını hiç istemedim.
Yazarın / sanatçının yüzünü merak eden okurların olması ise her zaman mümkündür. Bu merakı da saygıyla karşılarım.
“Hep Çocuk Kalan” adlı dosyam Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nü Yücelay Sal ile paylaşmıştır. (1996)
Ödül töreni için İzmir’e gittiğimde yarışmayı düzenleyen ve Mayıs Yayınları’nın sahibi Suat Çelebi Seçici Kurul üyesi ve eleştirmen Mehmet H. Doğan ile tanıştırdı.
Mehmet H. Doğan ile tokalaşmamız biraz uzun sürdü, çünkü Doğan fakiri tepeden aşağı süzerken “Tahmin ettiğim gibi çıktın” demişti. İhtimal Doğan şiirimle görüntüm arasında örtüşen bir bağ görmüştü. Tersi olamaz mıydı peki?
Kitaplarını okuduktan sonra bir vesileyle tanıştığınız bir şair-yazar için “Bunları yazan o mu?” sorusunun altyazı olarak geçmesi her zaman mümkündür.
Gültekin Emre, Enis Batur’un yayımlanan son kitabı “Basit Bir Es” için yazdığı yazıda şöyle demektedir. “Yapıt da yolcudur aslında hem kendi başına hem okurla hem de onu yazan yazarla.” (G. Emre, Üç bilinenli denklem”, Cumhuriyet Kitap eki, 03 Aralık 2015, sayı 1346)
Bu ifadeyi okuyunca “Kitaplar, yayınlandıktan sonra zamanın ırmağında salınan teknelerdir ve her birisi kendi hayatlarını yaşar” dediğimi hatırlıyorum.
Okur-yazar-kitap üçgeni iç açıları sürekli değişen bir yapıdır.