Kovid-19’un Dünyadaki dolaşımına bakıyorum…

Ülke ülke…

Başkent başkent…

Hiçbir ülkede 65 yaş üstünün Türkiye’deki kadar “ihtimamla” korunduğuna dair bir uygulama yok.

Bu kesimde ölümlerin çok ama çok yüksek olduğuna dair bir veri yok.

Bir istatistik hiç yok.

Sadece varsayım var ki, tıbben doğru…

Ama her yaşlı için geçerli mi, orası tartışılabilir.

Biz ihtiyarları, yeni doğmuş bebekler gibi neredeyse “küvez”e sokacaklar.

“Aman büyüklerimiz”, “Bizim nimetlerimiz”, “Ah bizim değerlerimiz” diye diye evlere kapatıldık.

Sanki tüm 65 yaşını geçenler, her daim sokaklara çıkıp “bebek adımları” ile yürürken Corvid-19’un tuzağına düşecekler.

Tam aksine; 65 yaş üstü kesim, daha mantıklı, daha duyarlı ve kurallara daha çok uyma gereği duyar.

Yaşam deneyimi daha fazladır.

Sokağa çıkabilecek gücü kendinde bulan, sağlıklı, işine dahi gidebilen, yürüyüş yapabilen, kendisini iyi hisseden, hatta kendisine güvenen 65 yaş üstü tüm kesimi aynı kefeye koymak hiç yakışmadı…

“Büyüklerimizi koruyoruz” gibi nesnel olmayan gerekçelere dayanıp 8-10milyon insanı 2.5 aya yakın süredir evlerde kapatmak bu iktidarın ayıbı olarak anılacak.

Tabii eğer buna karşı çıkmamış ise Bilim Sağlık Kurulu’nun da çok iyi hatırlanacağını sanmıyorum.

O kısmını Hipokrat yemini edenler düşünsün.

Tamam bizleri “ölüm sayısını arttırabilirler” gerekçesi ile evlere hapsettiniz ama bu 65 yaş üstü salgın kurbanı saydığınız bu insanlar nasıl tedavi olup hastanelerden taburcu edildiler.

Bırakın 65 yaşı, Türkiye’nin en yaşlı kadını, 122 yaşındaki bayanın hastaneden çıkışı ve Bilim Kurulları doktorlarına el sallayıp “nanik yapışını” nereye koyalım?

Hadi 65 yaş üstü olup “koruncak eski eser “muamelesi yapılan bizlere ilk çıkışta “yürüme mesafesi” kadar özgürlük bahşedenler, ne oldu da bu ülkede, bayram öncesi birden ölçüyü kaçırdılar.

“65 üstündekilere, Bayram öncesi memleketlerine gidebilirler” vizesi veren Saray ve bilim adamları, nasıl oldu da İstanbul’dan Kars’a, Van’a, ya da Hakkari’ye gidecek yaşlılara izin verdi.

Daha geçen hafta “sokağın köşesinden dönün “dendi.

Yürüyüş mesafesinden, 1200 kilometreye çıkış nedenini biri çıkıp izah etmeli bu yaşlılara.

Bırakın yaşlılara, hatta tüm dünyaya anlatmalı.

Belki aşıdan ve ilaçtan önce, en büyük “icadı” (!) bizler yaptık da farkında değiliz…

Açıklayalım yeni buluşumuzu…

Belki Nobel’e (!) bile aday gösterilebiliriz.