YAŞAR SOLAK’IN KİTABI “7 DÜVEL, 8 SONSUZLUK ÇORUMLU MAREŞAL 7-8 HASAN PAŞA”

Adıma imzalı olarak yazılıp bırakıldıktan 6 ay sonra elime geçen Yaşar Solak’ın, takma adıyla (Bekmirze İlbay Solak) yazdığı “7 Düvel, 8 Sonsuzluk, Çorumlu Mareşal 7-8 Hasan Paşa” adlı kitabı kısa sürede okudum.

Yaşar Solak, sunuş yazısında yaşam öyküsünü vermesinin ardından bu kitabı yazış nedenini açıklamış.

Okuduğu bir çok tarihi kitaplarda edindiği bilgilerin ve yaptığı tarihi araştırmaların ışığında; bazı tarihi olayların ve bu kitabına konu olan “Çorumlu 7-8 Hasan Paşa”nın yaşam öyküsünün kimi sözde tarihçiler tarafından çarpıtılıp sulandırılarak yazıldığını; kimilerinin de başka tarihçilerin yazdıklarını kopyala yapıştır kolaylığıyla tıpkı basım yaptığını; yine kimilerinin de gerçek tarihi aktarmadığını ve tarihten uzak tarihsel masal anlattığını belirtmektedir.

Yaşar Solak merkez aldığı bu kitabında “sahte tarihçi”lerin tarihi anlatmak yerine, uyduruk tarih yazdıklarına dikkat çekmektedir

Bunu yazarken de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922’de bu konuda söylediği;

“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Eğer yazan, yapana sadık kalmazsa, gerçek kuşkulu bir durum alır ki, insanlığın yolunu değiştirir.” veciz sözüne bir açıdan gönderme yapmaktadır.

Bu kitabı yazış nedenini de şöyle açıklar:

“En masum, en temiz, en taze karşılıksız sevgilerin odağında olan çocuklarımıza geçmişin kem küm edilen işe yaramaz aşılarının, bugün bile tekrarlanıyor olmasını gönlümüz asla affetmeyecek. Sırf bu nedenle bu kitabımı çocuklarımız rahat okusunlar diyerek yola çıktım.” Sayfa: 16.

Yaşar Solak, 7-8 Hasan Paşa’nın tarihsel süreç içinde yaşam öyküsünü verir. Şöyle der:

Müşir Hasan Paşa- Türkmen. Doğum tarihi -1831-Çorum. Köyü Kussaray. Ölümü: 1905.

7-8 Hasan Paşa’nın yaşam öyküsünü çok kısa cümlelerle anlatırken bir yığın da soru sorarak, okura zihin jimnastiği yaptırır. Onların her yazılana inanmaması; gerçekleri öğrenmek için sorması, sorgulaması, araştırması, her okuduğunu da mantık süzgecinden geçirerek doğru olanı bulması gerektiğine vurgu yapar.

Kimi sözde yazarların; 7-8 Hasan Paşa için “Okuması yazması yoktu, cahil bir insandı.” demelerine, deyim yerindeyse hafife almalarına karşı, doğal olarak büyük tepki verir. Ve böylelerine: ”Aklımızla kim alay ediyor?” diye sorduktan sonra:

“Cahil bir insansa; başta savaşlar olmak üzere, devlet hizmetinde onca başarılı hizmetler verip paşalığa kadar yükselmesini nasıl açıklarsınız?”

Ve sürdürür:

“Tarihi kahramanlar yapar. Kendisini yazar sanan birçok çapsız oturduğu yerden olmayan tarihi yeniden tarih yapamaz.

Tarih yazamaz!..”

(…)

Benim yazdıklarıma da inanmayın. Her sorduğum soruyu inceleyin.

Araştırın.

Bilgilenelim. Olan eksiklerimizi bizler araştırarak tamamlayabiliriz.

Yoksa Allah’ın verdiği akıl ne işe yarayacak?..” Sayfa:26.

Yaşar Solak; “Neden 7-8 Hasan” adı üzerine de kafa yormuş; araştırıp, şu kanıya varmış.

“Osmanlı’da ve Arapça’da 7 ve 8 rakamlarının yazılışı aynı.

Ayrıca, 7 rakamı, 7 DÜVEL’i işaret ederken;

8 rakamının anlamı SONSUZLUK, iç bilgelik demektir…” diyor Sayfa: 34.

Ardından 7-8 Hasan’ın okuma yazma bilmediğinin kuyruklu bir yalan olduğunu ısrarla vurguladıktan sonra; araştırmaları sonucunda 7-8 Hasan’ın bir yandan demirci ustası olan babası Mustafa ağaya yardım ederken diğer yandan da Çorum Ulu Cami medresesine devam ettiğini söyler. Medrese eğitiminde, tarih, coğrafya, geometri, astronomi ve fizik dersleri aldığını yazar.

Yaşar Solak, araştırmaları sonucu 7-8 Hasanın rütbe alarak ilerlediğini, orgeneral olduğunu yazıp; “Neden ordusu yok. Bunu bana bir tarihçi açıklasın,” der.

(…)

Emrine ordu ve ordular verilmesi gerekirken, 7-8 Hasan Paşa’ya Beşiktaş Karakol Komutanlığı verildiğini; bu karakolun aynı zamanda sarayların güvenliğinden sorumlu olduğunu belirtir. Onun böyle bir göreve getirilmesinin nedenini de kendince şöyle açıklar:

“Dost düşmanın belli olmadığı dönemlerde Çorumlu general 7-8 Hasan Paşa olana kadar katıldığı savaşlar ve başarıları en güvenilir insan yapar 7-8 Hasan’ı…” Sayfa: 39.

“Çırağan Baskınını da anlatır Yaşar Solak. 7-8 Hasan Paşa’nın isyancıların başı Ali Suavi’yi bir sopa darbesiyle öldürüp isyanı bastırdığını anlatır.

Kısa alıntılarla bu kitabı tanıtmaya çalıştım. Tamamını merak eden okurlara kitabı alıp okumalarını öneriyorum.

Seyrek satırlarla yazılmış kitabın 50. sayfasından da kısa bir bölüm alarak yazımı sonlamak istiyorum.

Padişah II. Abdulhamit Han ile onun (has adamı) 7-8 Hasan Paşan’ın Osmanlı’ya toplamda 29 yıl hizmet ettiğini; 74 yaşındayken 23 Ocak 1905 tarihinde hasta yatağında yatarken ikinci eşinin gözleri önünde zehirlenerek öldürüldüğünü yazar.

Yaşar Solak’ı bu çalışması nedeniyle içtenlikle kutlarken; nice kitaplı günlere diyorum…

16.12.2020