5 Kasım Pazartesi gecesi İstanbul Kadıköy Kozyatağı Kültür Merkezinde Türkiye’nin davudi sesli en meşhur ses sanatçısı Yaşar Özel’in konserine gittim.

Sesine hayran olduğum Yaşar Özel’in bugüne kadar beş konserine gittim. Tavrı, tarzı ve adâbıyla çok beğendiğim ve davudi sesiyle yorumladığı şarkılarını severek dinlediğim efsane bir sanatçımızdır Yaşar Özel.

1939 Diyarbakır doğumlu Yaşar Özel, musiki camiasında "Ses Kralı" olarak anılır. Bariton (musikide en kalın erkek sesi) sesiyle söylediği şarkılar çok meşhurdur.

Yaşar Özel, 1959 yılında girdiği Ankara Radyosu’nda kendisini geliştirmiş, ilk özel gazino programları yapmış ve 1980 yılında İstanbul Radyosu’ndan emekli olmuştur.

Müziğin yanı sıra güzel sanatlar ve tiyatro eğitimi alan Yaşar Özel, sporla  da ilgilenmiş ve atletizmde Türkiye birincilikleri kazanmıştır.

İki yüzü aşkın albümü bulunan Yaşar Özel,  ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Avustralya, İran, Pakistan, Afganistan, Irak gibi pek çok ülkede düzenlenen konser ve turnelere katılmıştır.

Evli ve biri kız, diğeri erkek olmak üzere iki çocuk babası olan Yaşar Özel, müzik yaşamını İstanbul’da koro şefliği yaparak sürdürmektedir.

Yaşar Özel, konserine bir hane Uşşak peşrevinden sonra, güftesi Ahmet Refik Altınay’a, bestesi Mısırlı İbrahim Efendi’ye ait ;

Yalnız bırakıp gitme bu akşam yine erken
Öksüz sanırım kendimi ben sensiz içerken
En neş'eli demler bu gece sazla geçerken
Öksüz sanırım kendimi ben sensiz içerken…
adlı Uşşak şarkıyla başladı.

Ardından Çanakkale savaşında iki gözünü kaybeden İsmail Hakkı Nebiloğlu’nun yazıp bestelediği çok sevdiğim ve duygulandığım şu güzel Uşşak şarkıyı okudu.

Gizli derdim kalbimdedir onu ancak bilen bilir.

Gece gündüz ben ağlarım gözyaşımı silen bilir.

Sevda bir ateşten gömlek onu ancak giyen bilir.

Sevdiğimi bir ben, bir de şu kalbime giren bilir…

Uşşak şarkılardan sonra Necati Yıldızdoğan’ın kanunla yaptığı Bayati peşrevini müteakip Fehmi Tokay’ın “Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım” adlı Bayati şarkıyı okudu.

Yaşar Özel salonda bulunan dört yüzü aşkın müzikseverle beraber yorumladığı Uşşak, Bayati, Segah ve Nihavent makamında şarkılarla müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.

Arada duayen bestecilerimizden Zeynettin Maraş üstadımla sohbet ederek elini öptüm.

İkinci bölümde, Aydın Varol’un kemanla yaptığı Nihavent peşrevden sonra sahneye davet ettiği Zeynettin Maraş’la beraber,  Zeynettin Maraş’ın, “İnleyen nağmeler ruhumu sardı” adlı şarkısını okudular.

Daha sonra, Kimseye etmem şikâyet, Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında, Gel güzelim Çamlıcaya ve Yok başka yerin lutfû ne yazdan ne de kıştan,/ Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan adlı Nihavent şarkılarla programını bitirdi.

 

Mutlu olmak istiyorsanız, şiire, müziğe, sanata zaman ayırın. Ruhunuzun musikisi budur. Uygarlık illeti kansere karşı bağışıklık sisteminizi ancak güzel sanatlarla   onarabilirsiniz..

Şiirle başladı hayat, aşıklarca dillenir,

Asumanda demlenir, şarkılar bestelenir,

Âvâzeyi bu âleme Davut gibi saldıkça,

Aşkla, meşkle dinlenir ömürler tazelenir… (Mehmet Özata)