Sahi neden yaşıyoruz?..
Kişisel hırslarımız için mi?..
Didişmeler için mi?..
Birbirimizi yok etmek için mi?..
Elbet hiç biri değil. Birbirimizi sevmek için, huzur için, dünyadaki güzellikleri duyumsamak için.
Yani Dünyadaki her nesneye yöneltebileceğimiz SEVGİ için yaşıyoruz.
Yoksa yaşamın bir anlamı olur muydu?
ÇORUM HABER gazetemiz 14 Şubat Sevgililer Günü’nün “Toplumsal Sevgi Haftası” olarak kutlanması kampanyası başlattı. Böylece yaşamımızdaki en önemli olguya parmak bastı. Bu günü olması gerektiği gibi, bireysellikten toplumsallığa taşımaya öncülük etti.
Evet yaşamımızdaki en önemli şey sevgi. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi.
Bireysel insan sevgisi ise bir araya gelerek, birikerek toplumsal sevgiyi oluşturur sonuçta...
Genel huzurumuz için ise toplumsal sevginin oluşması şarttır şüphesiz.
Bireysel sevgiyi elbette, öncelikle ailede öğretebiliriz çocuklarımıza, davranışlarımızla örnek olarak.
Onlara olaylara pozitif bakmayı, hoşgörülü olmayı, her şeyi kusur olarak görmemeyi öğretmemizle mümkündür bu.
Arkadaşlarına kıskançlıkla değil, gıpta ile bakmayı, gerçek arkadaşlığın bu olduğunu öğretmemizle mümkündür.
Bu konuda en büyük görevlerden biri, belki en önemlisi öğretmenlere düşüyor kuşkusuz. Derslerde gerçek sevginin titizlikle, oya gibi işlenmesi gerekiyor elbet.
Çocuklarımıza her nesneyi sevmeyi öğretmemişsek, onların ruh sağlığı yerinde bireyler olması mümkün mü?
Yetişkinler olarak da zaman zaman birbirimizi uyarmamız, sevgiye, hoşgörüye yönlendirmemiz gerek. Öğrenmenin yaşı yoktur. Sürekli öğrenmiyor muyuz?
Işıklar içinde yatası komedyen Levent Kırca’nın geçmişte bir parodisi beni çok etkilemişti.
Bir parkta bankın birinde iki genç el ele oturmakta. Birbirlerine yakın davranmakta.
Onların karşısında bir bankta da yaşlı bir çift. Gençlerin sevgi ile birbirine yaklaşması onları rahatsız etmekte. O ara oradan geçen park bekçisini çağırıp gençleri şikayet ederler. Park bekçisinin cevabı ise tam ders mahiyetindedir. “Amca dünyada o kadar didişme, hoşgörüsüzlük, geçimsizlik var ki, bırak da onlar birbirini sevsin” der.
Bu dünyada her şeyin başı da sonu da sevgi. Hele de “Toplumsal Sevgi”.
Bu gün yaşadığımız bu kadar acıları sorunları çoğu yöneticilerin sevgisizliğinden çekmiyor muyuz?