Geçen akşam ana haber bültenini izlerken bir izleyici sunucuya "Yaşamak için mi çalışıyoruz, çalışmak için mi yaşıyoruz?" şeklinde yazımın başlığına aldığım bir tweet attı.

Böylelikle yazımın konusu belli oldu.

Bu sorunun cevabı zamana, mekâna, insanların yaşayış tarzına, kişilik yapılarına ve hayallerine göre farklılık gösterebilir. Kimi farklı lezzetler tatmaktan, kimi farklı lezzetler yapmaktan, kimi resimden, kimi müzikten, kimi spordan, kimi danstan, kimi dost sohbetlerinden, kimi kitap yazmaktan hoşlanır; kimi tuttuğu takım şampiyon olduğunda, kimi anne, kimi baba olduğunda, kimi dede olduğunda hayatının anlam kazanacağını düşünür. O halde hayata anlam katan şeyler, isteyip de yaşadıklarımız mıdır?

“İnsanın hayatı insanın hayalidir.” demiş Andre. İnsan hayallerini yaşadığı sürece mutlu olabilir. Peki kimler hayal kurar? Sadece çocuklar ve gençler mi? Ya Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirinde dediği gibi yolun yarısına gelenler, hatta yaşı kemale erenler… Onlar da hayal kurar mı sizce? Ve insan ne zamana kadar hayal eder? Bence hayat var olduğu sürece hayal de vardır.

Hayal edilen ya da hayali kurulan şeylerin, insanlık değerleri ile uyumlu olması gerektiğini düşünüyorum. Hayatta her şeyin bir ölçütü ve ölçüsü vardır. Ve her şey ölçüsü olduğu sürece iyidir. Kısacası, bir kişi çalışmadan, yorulmadan kısa sürede köşeyi dönmek gibi bir hayal kuruyor ve bunu çalarak, başkasının hakkını yiyerek yapıyorsa, bu yaklaşım bırakın kendi kültürümüzü hiçbir kültürde kabul görmez ve kabul edilmez.

O nedenledir ki, yaşamın var olduğu günden bu yana insanı, insan yapan birçok ortak değer tanımlanmıştır. Ve bu değerler evrenseldir. Örnekleyecek olursak yalan söylememek, çalmamak, haksızlık yapmamak, adaletli olmak, iyi ahlaklı olmak, zulüm yapmamak ve iyilik yapmak...

Temel mesaj, “iyi insan” olabilmek ve kendini bu yönde sürekli geliştirmek ve olgunlaşmaktır. Her insan bu mesajı dikkate alarak yaşamak zorundadır.

Bu nedenle ben hayata, " hem çalışmak, hem kendimiz ve insanlık için değer yaratmak" olarak bakıyorum. Onun için en önemli enerji kaynağım, üretmek ve değer katmak olmuştur.

Eğlenmek ve gezmek insanın hakkı değil midir? Elbette ki hakkıdır. Ama bu noktada hayatın dengeli yaşanması gerektiğini düşünüyorum.

Karamsar yaşamayalım. Hayallerimizle, yaşantımızla her şeye bir değer katalım. Kendimize inanalım. Hayatımızın ve çevremizdekilerin farkında olalım. İnsan da, hayat da mevsimler gibidir. Sonbaharda solup gitmeyelim. Baharda çiçek açıp, yazın meyvelerini toplayalım.

En güzel günler sizlerin olsun.