Yüce Allahımızın bizlere ihsan ve ikram ettiği sonsuz nimetlerini, Allah’ın kulları, hatta hayvanat ve haşeratı, bütün canlı ve cansız varlıkları olarak paylaşmak, yardımlaşmak, İslam’ın temel esaslarındandır.

Genel anlamda bunun adına cömertlik diyoruz.

Cömertlik, hayırseverlik, insanların yardımına koşmaktır. Dünyada insanların sevgisini, saygısını kazanmak, toplumun en itibarlı bir bireyi olmak, dünyada ve ahirette yüce Allah’ın rızasını kazanıp en kısa yoldan cennete ve cemalüllaha kavuşmak için şefkat, merhamet ve acıma hissinin en belirgin şekli olan cömert olmak şarttır. Çünkü cömertlik mümini Allah’a kavuşturan en kestirme yoldur. Çünkü cennet kapısını cömertler, cehennemin kapısını da cimri ve pintiler açacak, cömertler ne kadar günahkar olsalar da tevbe edip hakka yönelmeleri halinde Allah’ın en büyük sıfatı olan rahmet sıfatını, cömertliği sahiplendirmeleri nedeni ile mutlak cennete gireceklerdir.

Cimriler, pintiler ise ne kadar ibadetci olsalar bile Allah’ın nimetlerini Allah’ın kullarından esirgedikleri için cennete en son gireceklerdir ki bu da imanları sayesinde mümkün olacaktır.

*

Cömertlik, yani yardımlaşma, paylaşma, bölüşme Allah katında ve kulları nezdinde neden bu kadar önemlidir?

Çünkü; Hayatta en zor işlerden birisi helali minallahtan kazanarak zengin olabilmek, varlığını elde tutabilmek, hele hele onu insanlarla paylaşabilmek son derece zor bir iştir. Şeytan, nefis yardımlaşmanın önüne aşılmaz engeller kor. Mal canın yongasıdır der ve mümini hayırdan ve hasenattan alıkoyarken, şehvet, şöhret, menhiyat ve fuhşiyat, günah kapılarını açar. Allah’ın nimetleri ile Allah’a isyan ettirir. Kişinin hem dünyasını hem de ahiretini mahvü perişan ettirir. Anasından doğduğu gibi çırılçıplak bir kefenle hayırsız, hasenatsız, ibadetsiz, itaatsiz derya gibi günah yükü ile kara toprağa girer ve kafasını mezarın sapmasına vurunca “Eyvaaahh” der ama iş işten geçmiş, ömür bitmiş, geriye dönüş asla yoktur. Ancak kıyamet kopunca uyanır uyanmasına da iş bitmemiştir. Çetin bir mahşer, mizan, arafat, sırat, cehennem yolculuğu başlamıştır. İşte amelsiz, ibadetsiz, hayırsız, hasenatsız bu faniden göçenlerin hali budur. Allah cc. hazretleri cümlemizi bu korkunç durumdan korusun.

İşte bu derdin çaresi, iman, ibadet ve özellikle cömertliktir. Alimlerimiz “Cennetin tapusu cömertliktir” demişlerdir. Cömertlik akan gözyaşlarını dindirmek, aç-susuz, işsiz, aşsız kişilerin ana-baba ve yavrularının gözyaşlarını dindirmenin adıdır.

Cömertler en çok dua alan kimselerdir ki dua dünya ve ahirete ait engelleri kaldıran güçlü bir başka kuvvettir.

Çünkü R.SAV. efendimiz sahih bir hadislerinde; “Dua, sadaka, sılayı rahim gelecek belaları önler, ömrü bereketlendirir. Kaderinizin size getireceği bela ve musibetleri dua-sadaka, büyüklerinizi ziyaretle önleyiniz” buyurmuştur.

İşte cömertlik başa gelecek belaların engelidir, sigortasıdır.

R.SAV. buyurur ki; “Allah’a yemin ederim ki, insanlar şurada yanılıyor. Zekat, sadaka ve hayırlar asla malı azaltmaz” ayeti ile sabittir ki, “Allah verilen hayra harcanan herşeyin yerine misli misline çok fazlasını iade eder. Sizleri ummadığınız yerlerden rızıklandırır” buyurmuştur.

Başka bir ayette ise; “Şükrederseniz nimetlerimi size artırırım. Nankörlük, cimrilik ederseniz nimetimi azaltırım. Unutmayınız ki azabım çok şiddetlidir.” İbrahim suresi, 7. ayet.

Hangi açıdan bakarsak bakalım, cömertlik fazilet, cimrilik rezalettir. Cömertlik ulvilik, pintilik süfliliktir. Cömert insanları herkes sever, sayar ve hürmet eder. Cömert insanlar dünyada saygın, ahirette cennetin efendileridirler.

*

Cömert kişilerin özelliklerini sayarak yazımıza son verelim;

-Sekavet ehli kişiler, Allah ve kulları katında en saygın insanlardır.

-Gerçek cömertler insanlara hizmet için kazanırlar ve kazancını onlar için harcarlar.

-Cömert kişiler insanlara yaptıkları iyiliklerden aldıkları hazzı, zevki hiçbir şeyden almazlar. İnsanların mutluluğu onları çok sevindirir. Çok çok hayır yapmak isterler.

-Yardımlaşma hususunda, verirsem malım azalır diye bir yanlışa asla sapmazlar. İsteyenler ne kadar çok olurlarsa olsunlar, onlardan yüksünmez, varsa verir, yoksa vaad ederler. Hiç kimseyi geri çevirmek istemezler. Veremediklerinde büyük üzüntü duyarlar. Çünkü “Allah kendisinden istemeyenlerden nefret eder, isteyenleri çok sever. Çünkü onun varlığı asla tükenmez” ayeti bunun delilidir.

-Cömert olmak için zengin olmak şart değildir. “Elinizde en ufak bir imkan da olsa onu paylaşınız” emri bunu emreder. Gerçek cömert kişiler; varsa verir, ilerde verebilecekse vaad eder. Hiç veremeyecekse keşke ben de şu kişiler gibi verebilsem diye üzülür. Gerçekten elinde olsaydı verecekseydi, ulu Allah onu vermiş gibi defterine verilen hayır olarak yazar.

HZ.MUSA DEVRİNDE İYİ NİYET OLAYI

“Ne mutlu o kimselere ki ulu Allah mümin, mutteki, cömert kulları için, ne bir hüzün ve ne de bir korku vardır ve asla üzülmeyeceklerdir. Çünkü onlar muhsin, iyilik sahibi kişilerdir.” (Bakara suresi, 112. ayet)

“İncitici, başa kakıcı yardımdan olmadığı için veremeyip de güzel sözle ezayı gidermek daha hayırlıdır.”

Neticenin neticesi: Adaletli devlet, cömert millet, iyilikte gayret, rabbim herkese versin hidayet. Hepiniz olun Allah’a emanet. Amin.