“Bir şey yapmalı hey” Moğollar

Aradan yüz yıllar geçmedi. Unutuldu, kimse anımsamıyor. Masa başında yapılan haberler insanları etkilemişti. Ülkemizin dört bir yanından konuyu bilen- bilmeyen, ancak kısa yoldan köşeyi dönmek isteyenler kolları sıvadı. Bol sıfırlı rakamlarla yatırım yapıldı. Yeterli parası olmayanlar öncelikli olarak eşin dostun kapısını çaldı. Aradığını bulamayanlar bankalara koştu. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmezdi.

Kısa sürede üretim başladı. Üreticiler ellerinden gelen çabayı gösteriyordu. Yazılı sözlü bütün haber yayın kuruluşlarında haberler yer almaya başladı. Ürünler piyasaya sürüldü. Tüketicinin damak tadına uymadıkları için elde kaldı. Köşeyi dönmek için üretilen ürünlerin ömrü saman alevi gibi ömrü kısa sürdü.

Üreticiler perişandı. Yurt dışına satış yapacak güçleri yoktu. Borçlar, faizleriyle birlikte büyüdü. “Zararın neresinden dönersen kârdır” mantığına uygun olarak işletmeler kapandı. Evli evine; köylü köyüne dönmeye başladı.

Yaklaşık kırkbeş yıl öncesinde ülkemizin birçok yöresinde yeşil mercimek ekildi. Amaç, nadasa bırakılan topraklar değerlendirilecekti. Çorum’un bütün köylüleri yeşil mercimek ekiyordu. Hasat insan gücüyle yapılıyordu. Tarlada çalışacak işçi bulunmaz oldu. Üreticiler para kazanmaya başladılar.

Kader ağlarını örmeye başlamıştı. Üretim artıyordu. Tüketim beklenen düzeyde değildi.

Tüketimi artırabilmenin yolları arandı. Tek kanallı televizyonda mercimekli yemeğin pişirilmesi anlatıldı. Mercimek yemeklerinin üstün özellikleri vardı. Yeşil mercimekli baklava, börek, çörek, kebap, köfte tarifleri yapıldı. Bol miktarda mercimek tüketenler Süpermen ayarında azgın teke oluyordu!

Yeşil mercimek, halkımızın arasında Kara Şimşek olarak bilinir. Reklam niteliğinde yapılan yayınlar vatandaşları mercimekten soğuttu.

Üretim durma noktasına geldi. Kısa sürede tüketimi karşılamak için yurt dışından satın alınmaya başladı. Yurt dışından gelenler Kara Şimşeğin hammaddesini satın aldı. Ülkemizden tohumluk yeşil mercimek satın alan Kanada, bize çok uygun fiyatla mercimek satmaya başladı.

Sadece mercimek olsa çok önemli değil. Birileri Pekin Ördeği getirdi. Üretim çiftlikleri kuruldu. Deve kuşu üretimin çok kazançlı olduğu haber bültenlerinde yer almaya başladı. Bıldırcın yumurtası sadece seçkin marketlerde bulunabiliyordu. Tüketiciler, kiloyla değil ancak taneyle kivi satın alabiliyordu. Solucan gübresi üreticileri yok satıyordu.

Bunlar gibi farklı ürünler üretildi. Kısa sürede üretimi durdu.

Kurt üzümü, altın çilek, kapari, gül hatmi, biberiye, ekinezya gibi çeşitli ürünler gelişmiş ülkelerin gözde tüketim ürünleriydi. Ülkemizde ise üretici ürün satamıyor. Tüketici ‘icat çıkarma’ diyor!

Üretici para kazanamıyor; zararına satış yapmak zorunda kalıyor. Tüketici aynı ürünleri pahalı olduğu için satın alamıyor.

Üreticilerin üye olduğu, her yıl düzenli olarak aidat ödediği sivil toplum kuruluşları (STK) ve resmi kurumlar var. Ziraat mühendisi yetiştiren, veteriner yetiştiren fakülteler var. Çiftçiye yedi yıla kadar faizsiz kredi veren bankalar var.

Yıllardır sorun yine aynı sorun!

Moğollar adlı müzik topluluğunun “bişey yapmalı” şarkısı internet ortamında dolaşıyor. Sorunun çözümü için bişey yapmalı. Kaybedecek zamanımız yok.