Yeni Çorumspor, daha normal sezonun bitimine 16 hafta kala ikinci teknik direktörle de yollarını ayırdı. Peki, teknik direktör değişikliği çözüm mü? Yani, sorun hep teknik direktörlerde mi? Tabi ki, hayır.

Evet, ortada bir sorun var, ama bu sorunun çözümü sadece teknik direktör değişikliği ile olacak şey değil. Yönetim kanadının da çok ciddi hataları var.

Başkan Fatih Özcan, çok iyi bir başlangıç yaptı. İlk başlarda hocaya da, futbolcuya da mesafeliydi. Doğrusu da bu zaten. Ama haftalar ilerledikçe Başkan tesislerden çıkmaz oldu. Yetmedi, takım maç öncesinde sahada ısınırken kenardan ısınmayı bile izledi. Olmaz Başkan, olmaz!

Düşünün, bir iş yerinde çalışıyorsunuz, patronunuz sürekli başınızda ve her an sizi izliyor. Rahat çalışabilir misiniz? Bu sorunun samimi cevabı, çok önemli bir sorunun da çözümüdür aslında.

Başkan şimdi haklı olarak diyecek ki, ilk yarının son üç maçında tesislerde kaldık üç galibiyet geldi. Bu ölçü değil Başkan. Alınan galibiyetlere bir bakın Allah aşkına. Meseleyi sadece ona indirgersek, biri de çıkar, ‘Yok ondan değil, o maçlarda Yakup yoktu ondan kazandık’ derse, düz mantıkla doğru mu, evet doğru. Yakup’un oynamadığı o üç maçı da Yeni Çorumspor kazandı. Ama bu yaklaşım da yanlış tabi ki. Yani olaylara herkes kendi penceresinden bakarsa olmaz. Demek istediğim, topçuları kendi haline bırakın. Bu iş bir Başkanın veya başkan yardımcısının işi değil. Her işin bir yolu yordamı var.

Yeni Çorumspor profesyonel bir kulüp değil mi? Evet. Peki, profesyonel takımda adına genel kaptan deyin, futbol şube sorumlusu deyin, genel menajer deyin, ne derseniz deyin, olmaz mı? Maalesef Yeni Çorumspor’da yok. Maçlarda sahaya girecek yönetici bile yok. Bence esas sorunlardan biri de bu.

Başkan Fatih Özcan, çok emek veriyor. Sadece emek değil, parasını veriyor, en iyisi olsun diye çabalıyor. Ama yaptıkları sadece kendini yıpratıyor. Buna gerçekten çok üzülüyorum. Kulüpte belli bir düzen olmadığı için her sorunla direkt kendisi muhatap olmak durumunda kalıyor ve haliyle yıpranıyor. Benim bildiğim, başkan sadece talimat verir. Öncelikle bu doğrultuda bir düzen kurulması lazım. Futbolcu, kafasına her estiğinde Başkana ya da başkan yardımcısına, hatta yöneticiye ulaşamayacak.

Gelelim hoca konusuna… Fahrettin Sayhan’ın daha 4.haftada gönderilmesi ne kadar yanlışsa, getirilmesine karşı olduğum Aurelio’nun da henüz devrenin ilk maçında gönderilmesi o kadar yanlıştı. Devre arasında gönderirsin, eyvallah. Ama transferleri Aurelio ile yap, kampı Aurelio ile yap, sonra da ilk maçta gönder. Olmaz!

Aslında, Aurelio’nun gönderilmesi bile kulüpte bir düzenin olmadığını açıkça gösteriyor. Çünkü başka hamle şansı yok. Aurelio gitti, sıradaki hamle ne olacak? Gelen hoca bu düzende ne kadar başarılı olabilir? Ben, kim gelirse gelsin bu düzende fazla bir şeylerin değişeceğini düşünmüyorum.

Yapılacak şey belli. Önce yola kiminle devam edilecekse ona karar verilecek. Ersin Hoca olur ya da başka bir hoca gelir. O Başkanın bileceği bir şey. Ama, başkanla takım arasında köprü olacak tam yetkili ve etkili bir müessese oluşturulmadığı sürece bu durum böyle devam eder gider.

Lider Bayburt’la puan farkı 14’e çıktı, şampiyonluk gitti… Ama Play-Off için ipler halen Yeni Çorumspor’un elinde. Kısa vadede hazırlanacak doğru bir yol haritası ve doğru bir uygulama ile 2.Lig’e yükselme şansı Play-Off’tan da olsa devam eder. Aksi takdirde, birkaç hafta sonra üst sıralardaki takımlar değil, alttan gelenler rakip olur. Bu yüzden, ara sıra dönüp geriye bakmak her zaman iyidir.