“Yanlış hesap Bağdat’tan döner” Atasözü

Komşu ülkelerde yaşanan sorunlar nedeniyle göç dalgası başladı. Göçmenlerin aslında büyük hayalleri vardı: Avrupa ülkelerinin nüfusu yaşlanıyordu. Doğum sayısı yok denecek kadar azalmıştı. Ayaklarının altına kırmızı halılar serilecekti.

Yapılan hesaplar tutmadı. Hazırlanan planlar boşa çıktı. Gizli ve açık yollardan komşu ülke Yunanistan’ın sınırlarına yığıldılar. Bazı kahramanlar sınırı aştılar. Sonuçlar ortada!

Boş hayalleri kuranlar pes etmediler. Kendi ülkelerine dönmek istemediler. Kendilerini Avrupa ülkelerine beğendirmek için boş zamanlarını boşa harcamadılar. Kısa bir süre içinde yeni doğan çocukların sayısı göç edenlerin sayısını aştı. Yine yanıldılar. Aşık Veysel’in şiirinde olduğu gibi emekleri boşa çıktı.

Devlet büyükleri zor durumda kalmıştı. Bazı okullarda, ilçelerde, illerde göçmen nüfusu yerleşik olarak yaşayan yurttaşlarımızın sayısından fazlaydı. Büyük insanlar elbette büyük düşünürdü. Yanlış hesaptan dönmek istediler. Belirlenen yerleşim yerlerine yeni göçmenlerin gelmesine engel çıkarmaya başladılar.

Aslında sorun yine çözülmüyordu. Yeni doğacak çocukların sayısı, yeni gelecek göçmenlerin sayısından fazladır.

Elbette yapılan başka yanlışlar da var: Kamu İktisadi Teşekkülleri (K.İ.T) olarak bilinen fabrikalar hantaldı. İktidar partilerinin arpalığına dönüşmüştü. Çalışmayan, sadece maaş alan; günümüzün deyimiyle bankamatik memurlarının sayesinde KİT’ler devletin sırtına kambur olmuştu.

Zarar eden kuruluşlar satılırsa devlet bütçesinin açıkları kapanacaktı. Serbest piyasa sayesinde halkımız doğal gazı, elektriği, bütün tüketim ürünlerini daha ucuz ve daha kaliteli olarak alacaktı.

Sonuçlar ortada!

Bazı bilim insanlarına göre yaşadığımız yüzyılda Üçüncü Dünya Savaşı birden çok cephede sürüyor. İnsanlar öldürülüyor. Ülkeler parçalanıyor. Elleri kelepçelenmiş kadınlar kalitesine göre(?) belirlenen Dolar cinsinden parayla satılıyor. Para sahipleri, zevklerine göre yaşlı, genç, sübyan, güzel, etli butlu hatunlardan dilediği kadarını satın alabiliyor.

Aradan yüzyıldan fazla bir zaman geçti. Osmanlı Devleti, Almanlardan gemi satın almıştı. Önceden fark edilmeyen nedenlerden dolayı kendimizi bir savaşın içinde bulduk.

Birinci Dünya Savaşı, kısa bir süre sonra İkinci Dünya Savaşı oldu. Savaşa giren ülkeler neler kazandı, neler kaybetti? Kaç milyon insan öldürüldü?

Irak, Suriye, Filistin, Afganistan, Ukrayna kaynayan kazan gibi. Soğuk savaş, sıcak savaş adı altında başka ülkelerde aynı acılar yaşanıyor.

Dilerim, büyük büyük devletlerin, büyük büyük yöneticileri aklını başına toplar; yeni bir savaşın acılarını yaşatmaz.

Yanlış hesap, sadece insan kasaplarının işine yarar!