Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın(?)

Baharın gelişini sadece insanlar kutlamaz. Toprağa düşen bitki tohumları filizlenmek için gün sayar. Göçmen kuşlar uzun süren yolculukları sonrasında yuvalarına geri döner. Zamanla yarışan canlılar karınlarını doyurabilmek, yeni kuşakları yetiştirebilmek için dur durak bilmez.

Günler geçer; yaz mevsimi gelir. Çiftçiler, tarladaki hasadı elde etmek için çaba gösterir. Saniyeler içinde olabilecek dolu yağışı, sel baskını bütün emekleri yok edebilir. Bitkiler, ağaçlar meyvelerinin tadını vermeye çalışırken böcekler, kuşlar, doğal ortamdaki bütün yabani hayvanlar doymak bilmeyen yavrularına yiyecek getirmek için çırpınır durur.

Elbette Ademoğulları bu yarışta durmak bilmez. Yaşadığımız dünyanın en akıllı, en güçlü canlısı da boş durmaz. Gücüne güç; bitip tükenmek bilmeyen servetine servet katmak ister. Besin kaynağı olan tarım arazilerini yok eder. İçtiği suyu, soluduğu havayı kirletir. Kirlettiğimiz suyu havayı temizleyecek olan doğayı da yok eder!

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte haber bültenlerinde ormanlarda meydana gelen yangın haberleri yer alır. Önce çıkan yangınlar kontrol altına alınmaya çalışılır. Daha sonra söndürme ve soğutma çalışmaları başlar. Günler geçtikten sonra yetkili kişiler açıklamalarda bulunur. Sadece rakamları ve yangın yerleri değişen haberlerde …… hektarlık orman alanı yok oldu. Açıklamanın devamında meydana gelen maddi hasarın miktarı belirtilir. Ormanlarda çıkan yangınların haberleri yaz aylarında eksik olmaz.

Devletin resmi kayıtlarında her yıl meydana gelen orman yangınlarının sayısı, kaç bin hektar alanın yandığı rakamlarla belirtilir. Yanan alanların yeniden ağaçlandırma çabalarının başladığı basın açıklamalarında yer alır.

Bir de orman vasfını kaybetmiş alanlar vardır. Bu kararı uzmanlar mı verir, yoksa yetkililer mi onu bilmiyorum!

Geçenlerde ülkemiz genelinde yayın yapan bir gazetede yer alan haber ilgimi çekti. Bildiğim kadarıyla önemli görülen haberler gazetenin ilk sayfasında yer alır. Önemli haberlerin de daha önemli olanları gazetecilerin deyimiyle “manşete” taşınır.

Gazeteyi okuyanların kaç tanesi bu haberi okudu? Okumayı, yorum yapmayı bir tarafa bırakalım kaç kişinin ilgisini çekti?

Orman yangınlarının başlama nedenlerini herkes biliyor. Önceden belirlenen bir alanda ne hikmetse birkaç noktada aynı anda yangın çıkıyor. Rüzgâr, çevrenin olumsuz koşulları, yangının büyümesine engel olamıyor.

Yangının çıkış nedeni belli. Yaşadığımız sorunun asıl nedenlerini herkes biliyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi gelecek yıllarda da aynı haberi duymaya devam edeceğiz.

Sorun biliniyor; çözüm yolu bulunamıyor!