Zafer Bey, memurun çay ikram etme teklifine:

“Kısmetse bir başka zaman,” dedi. ”İyi günler ve görevinizde başarılar diliyorum.”

“Sağ olun Hocam,” dedi görevli.

Çıkış kapısına kadar da yolcu etti onları.

Saat, 15.30 olmuştu.

“Kısacık zamanda ne çok şeyler görüp öğrendik Büyükbabacığım,” dedi Cemre.

Emre ise:

“Sadece görmekle kalmadık, aynı zamanda da çok şeyler öğrendik,” dedi.

“Çocuklar,” dedi Zafer Bey. “Yarın sizleri, ‘Açıkhava Müzesi’ olarak nitelendirilen, Hitit Uygarlığının merkezleri olan Alacahöyük ve Boğazkale-Hattuşa’ya götürmek isterim.”

Çocuklar sevinç içinde:

“Ne iyi olur Büyükbaba,” dediler.

“Anneannem yarım saat sonra çarşıya çıkmış olur.”

“Biz de rahatça yetişiriz Cemre,” dedi Özgün.

“Yetişiriz,” dedi Zafer Bey.

Anitta Otel’in karşısına, İnönü Caddesi’ne inip Saat Kulesi’ne yukarı yönlendiler.

“Öyle merak ediyorum ki Alacahöyük’ü ve Boğazkale’yi,” dedi Emre. “Nasıl bir yerdir Hititlerin merkezleri acaba?”

“Varınca görürüz nasıl bir yer olduklarını “ dedi Özgün..

HİTİT KENTLERİNE GEZİ

ALACAHÖYÜK

3 Temmuz 2003 Perşembe sabahına heyecanla uyandılar çocuklar. Çünkü Büyükbabaları akşamdan kararlaştırdıkları gibi onları Alacahöyük’e ve Hititlerin merkezi Boğazkale’ye (Hattuşa) götürecekti.

Sabah kahvaltılarını yaptıktan sonra hazırlıklarını yaparken Özgün:

“Büyükbaba sen daha önce gezeceğimiz yerlere gittin mi hiç? Yollarını biliyor musun?” diye sordu.

“Elbet” dedi Zafer Bey. “Hem de birkaç kez. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu tarihi ören yerlerinin üçü de, Çorum toprakları içindedir. Alacahöyük Alaca, Boğazkale Sungurlu, Şapınuva da Ortaköy sınırları içinde yer alır. Ortaköy Şapınuva gezisini bir başka zaman bırakalım. Oradaki kazılar 13 yıl önce, yani, 1990 yılında başladı. Bir günde üçünü birden gezemeyiz zaten Hem güzergah olarak da biraz farklı yönde kalıyor.”

“Nasıl istersen Büyükbaba” dediler.

Sonra anneannelerine ve Tülay teyzelerine hoşça kal deyip indiler aşağıya, bindiler arabaya. Büyükbabaları arabayı çalıştırdı. Çevre yolundan Ankara yönüne doğru yola çıktılar. Araç trafiği yoğundu. Önce bir benzinlikten arabalarına benzin aldılar. Yeniden yola koyuldular. Zafer Bey aracını çok dikkatli kullanıyordu.

Önce Alacahöyük’e uğrayacaklardı. Orası yollarının üzerindeydi. O nedenle Çorum-Ankara yolunun 20. km.sinden Alaca yoluna saptılar. 45 km.lik yolu söyleşerek, gülüşerek yarım saatte aldılar. Zafer Bey arabasını uygun bir yere park ettikten sonra indiler arabadan.

Sanki bir açık hava müzesine gelmiş gibiydiler. Boyunlarında kameraları ve fotoğraf makineleriyle turistler de vardı burada.

“Çocuklar” dedi Zafer Bey. “Burası gördüğünüz gibi Alacahöyük köyü yerleşim alanı içindedir. Alaca ilçesinin 17 km. kuzeybatısında yer almakta olup, Boğazkale’ye 34, Ankara’ya ise 210 km. uzaklıktadır.”

Hitit Büyük İmparatorluk dönemine ait Sfenksli Kapıdan geçmeden önce duvar sütunları üzerinde sosyal yaşamı simgeleyen figürleri incelediler. Kapıdan geçip yürüdüler. Karşılarında yer yer odacıklar ve mezarlıklar vardı. Daha ilerde bir poterne yani yer altı geçidine vardılar. Zafer Bey torunlarını bilgilendirmeyi sürdürdü.

“Alacahöyük Eski Tunç Çağı Kral Mezarları, Hitit kültürüne kaynaklık eden Hatti uygarlığının aydınlanmasına yardımcı olmuştur.”

“Burada kazılar ne zaman başlatılmış Büyükbaba?” Diye sordu Cemre.

“Höyük’te ilk kazılar Cumhuriyet Döneminde Atatürk tarafından başlatılmıştır. Yapılan araştırmalar ve kazılar, Alacahöyük’ün Kalkolitik Çağdan günümüze kadar iskan edildiğini göstermektedir. Burada, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Hitit Dönemi ve Geç Frig Çağı olarak adlandırabileceğimiz 4 döneme ait yerleşim izleri görülür. Bölge ayrıca Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı yerleşimlerine de ev sahipliği yapmıştır. Alacahöyük’ün mimari sistemi, Anadolu’nun özgün yapı tekniğine uygundur. Bu tekniğe göre yapılar taş temelli, kerpiç duvarlı, düz tavanlı, taban sıvalı ve toprak çatılıdır.”

(SÜRECEK)