Bütün kötülüklerin anası yalandır. Yüce Allah Kalem suresinin 8. ayetinde “Yalancılara itaat etme, yalancıların peşinden gitme” buyuruyor. Yalan, önü uçurum olan yoldur.
R.SAV. de “Amelen münafığın alameti üçtür. Söylerse yalan söyler. Söz verirse sözünde durmaz. Kendisine yapılan emanete ihanet eder” buyurmuştur.
Yalan bir nefes, bir sözdür ama korkunç bir yangının beldeleri yakıp harap ettiği gibi bütün gönülleri kırar, itimat ve emniyeti ortadan kaldırır. Toplumu bozar. Yalan, insanların birbirlerine olan güven duygusunu yok eder. Sahibini yalancı ve sahtekâr eder.
İnsanlık için uyuşturucu maddeler kadar tehlikelidir. Maalesef alışkanlık ve bağımlılık yapar. İnsanı o duruma getirir ki, kişinin konuştuğu sözlerinde doğruyu bulmak mümkün olmaz. Artık o insan hak ve halk nazarında saygınlığını, insanlığını kaybeder. Yalancı olur.
Yalan insanı toplumdan, hatta ailesinden koparır. Onu yalnızlığa iter. Yalancının doğru sözlerine de kimseler inanmaz olurlar. Yalancı kişi dünyasını yıkar. Ahiretini yıkar. Hayat ona ateşten bir gömlek olur. Yalancı kişiler, yalanını gizlemek, yalancılığını örtmek için yalan üstüne yalan uydurur. Balçığa bataklığa düşen insan gibi debelendikçe balçığa batar, boğulur.
Yalancılık öyle bir iptir ki, ona tutunanlar ipe gider. Yalancıları korkunç cehenneme ulaştırır. Yani yalancılar ahiretlerini de kendilerine zehir ederler. Çünkü kişi doğrudan ayrıldıkça yalana bulaşır. Allah tarafından yalancılar defterine yazılırlar.
Dünyada dermansız dert, tevbesiz günah yoktur. Her problemin bir çözümü vardır. Yalandan kurtulmanın da bir yolu vardır. Asrı saadette adamın birisi, R.SAV.e gelerek, Ya Resulallah, ben müslüman olacağım. Dinimizin haram kıldığı bütün kötülükleri yaptım. Günahları işledim. Beni bu kusurlarımla birlikte kabul edersen müslüman olacağım, der. R.SAV. adama, yalanı terk et, seni kabul edeyim, der. Kişi müslüman olur ve oradan ayrılır. Eski günahlarına devam etmek ister. Fakat R.SAV.e gittiğimde, nasıl günahlarla aran nasıl, derse, ben o yüce zata beni bunca günahlarımla kabul eden o yüce zata, içki içtim, zina ettim, şunu şunu yaptım nasıl derim. Yalan söylememeye söz verdim, diyerek bir gayret içine girer. Resulallah kişiyi görür. Ona, günahlarla aran nasıl buyurur. O kişi ya resulallah, yalan söylememek üzere benden söz aldın ve beni öyle bir bağ ile bağladın ki, bütün kötülüklerin kapısını kapattın. Bütün günahları terk ettim. Hamdolsun, şükrolsun ulu rabbime, der.
Yalanla iman bir arada durmaz. Ateşle suyun bir arada durmadığı gibi, su ateşi yalan imanı söndürür. Yalandan korunmanın en etkin çaresi sağlam imandır. O güçlü imanı elimize, dilimize ve yaşantımıza yansıtmamız en önemlisi ise iki yaşından itibaren doğruluğu , dürüstlüğü, yalanın yılan kadar zararlı ve zehirli olduğunu aile yuvasında çocukların genlerine işleyecek şekilde yerleştirmekle olur. Küçükken verilen terbiye, eğitim ve öğretim çocukların zihnine öyle yerleşir ki, öldürsen onlara yalan söylettiremezsin. Haram yedirttiremezsin. Büyüdüklerinde de bu güzel huy köklü bir ahlak haline gelir.
At et yer mi, asla yemez. Bir kuzuyu kızartsanız atın önüne koysanız yer mi, yemez. Yani at ot yer. Köpek de ot yemez. O da et yer. İşte doğruluk üzere yetiştirilen nesil de atın et, itin ot yemediği gibi o da haram yemez. Yalan söylemez. Üzüm üzüme baka baka kararır.
Süt satan kadın kızına:
-Kızım süte su kat, kızım süte su kat. Kız:
-Ana Hz. Ömer duyarsa elimizi keser.
-Kızım gece yarısı Ömer nerden duysun.
-Ana Ömer görmez ve duymazsa Allah ta mı görmez. Ana Allah’tan kork, der.
Gece teftişe çıkan Hz. Ömer R. A. olayı seyreder ve o kızı oğluna alır. O hatundan Ömer B. Abdülaziz doğar. Dedesi gibi adil ve merhametli bir halife olur. İşte terbiye böyle etkili bir iştir.
Atasözleri (Yalanın kötülüğü ile ilgili söylenen sözler):
- Laf taşımanın en korkuncu topluma yalan haber yaymaktır.
- Yalancının iki cebinden birisi yalan, öbürü yılanla doludur.
- Yapamayacağını vaadeden yalancılardır. Yaydan çıkan okun geri dönmemesi gibi.
- Çok yalan söyleyen çok özür diler.
- Ömrü en kısa olan yalan sözdür.
- Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
- Söylersen yalanı, bulursun belanı.
- Yalancının evi yanmış da, kimse inanmamış.
- Doğruluk insanı yüceltir, yalan ise insanı cüceltir.
- Emrolunduğun gibi doğru ol. (Hud112)
- Eğrinin gölgesi de eğridir. (Hadis)
- Önce Allah de, sonra dosdoğru ol. (Hadis)
- Eğri ok doğru hedefe varmaz.