YALAN ÜZERİNE

Yaşamı boyunca yalan söylemeyen bir insan tasavvur (zihinden kurma) edilemez. Bu husus böyle bilindiği halde:

-“İnsanlar ilk kez yalanı nerede öğrenmişlerdir?” sorusunu soranları dün de, bugün de bulunabilecektir. Okuduklarıma göre cevaplayayım:

-“İnsan daha bebek iken, yalanı ‘yalancı meme’ ile öğrenir” deyiverirsem düşünüp kalabilirsiniz. Zamanı gelince de, bugün olduğu gibi “yalan” ile ilgili yazı yazabilirsiniz.

Bu girişten sonra, yalan konusu ile ilgili sözcükleri sıralayabilirsiniz. Şöyle ki:

Yalan: Kandırma, aldatma amacıyla söylenir. Gerçeğe aykırıdır. Gerçek ortaya çıkınca da insanın yüzünü al al edebilir.Eşanlamlısı; kıtır, katakullidir.

Kıtır: Argodur. Uydurmadır, yalanın ta kendisidir.

Katakulli: Argodur. Düzen, tuzak, dalavere anlamını taşır.

Dalavere: Belli etmeden yapılan kötü iştir.

Yalanı anlamak için bu dört sözcüğü bilmek yeterli olmaz. Bir de ondan türetilen, üretilne sözcükler de vardır. Onları da aktarıverelim.

Yalan atmak (kıvırmak): Yalan söylemektir.

Yalan çıkmak: Yalan olduğu anlaşılmaktır (Gerçek ise o zaman öğrenilir).

Yalan dünya: Sonu ölüm olan yaşam.

Yalan yanlış: Yanlışlarla dolu olmak.

Yalanını yakalamak: Bir insanın yalan söylediğini ortaya çıkarmak.

Yalancı: Yalan söylemeyi huy edinmiş kimse (insan, kişi).

Yalancı çıkmak: Sözünü yerine getirmediği için yalancı durumuna düşmek.

Yalancı tanık: Mahkemede gerçek dışı konuşan kimse.

Yalancı olmak: Başkasının yalanını bilerek ya da farkında olarak söylemek.

Bu sözcüklerden anlaşılacağı üzere, yalan söyleyenleri dinlemek yaşamımız boyunca karşımıza çıkacaktır. Tüm insanlar da her yalanı yakalamaya çalışacaktır. İnsanlar yaşamı boyunca:

-Doğrunun,

-Gerçeğin,

-Akıl ve mantığın,

-Pozitif bilimlerin,

-İyinin, güzelin,

-Din kitaplarında verilen bilgilerin gerçek yorumlarının savunucusu olmayı bilecektir. Kendisini aldatanların, gerçekte kendilerini ortaya koyduklarına tanık olacaklardır.Onlardan bile ders alabileceklerdir.