Bütün kötülükleri doğuran yalandır. Bunun için Cenab-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'inde "Yalancılara itaat etme. Onların peşinden gitme."(l) buyurmuştur.
Yalan, güven ve itibarı sarsan çirkin bir huydur.
Yalan, insanı dostlarından koparır, uzaklaştırır. Yalnızlığa iter.
Yalan, kişinin ahiretini yıkar. Ateşten bir gömlek gibidir.
Yalan, ailede karı-kocanın, evlât ile anne ve babanın arasını açan tehlikeli bir yoldur.
Yalan, yalanım ortaya çıkacak diye, yalancıyı her gün huzursuz eden bir afettir. Yalan, ferdin ruhunu çürüten bir mikroptur.
Yalan ucu cehenneme bağlı bir ip gibidir ki, kendisine yapışanı cehenneme çeker.
Rasulûllah (S.A.V.) "Yalandan kaçınınız, zira yalan kötülüğe, kötülük de insanı cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye-söyleye yalancılar defterine yazılır."(2) buyurmuştur.
Yalan, her türlü kötülüğün temelinde hayalle oluşturulan bir güçtür. Sahte evrak düzenleyen vergi kaçakçısı da, adam öldüren katil de, olmadık özellikleri, müşterisine satan satıcı da yalanla kendisini kurtaracağını ümit eder. Bunun için Rasulûllah (S.A.V) "Yalan bütün kötülüklerin anasıdır" buyurmuşlardır.
Anlaşılıyor ki, fert açısından da, toplum açısından da büyük felâketlerin anası; yalandır. Yalanın en az noktaya indirilmesi, toplumda huzurun ve emniyetin gerçek1eşmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
Yalan, başlangıçta bir menfaat üzere başvurulan sahte bir metottur. Zamanla tekrar edilirse alışkanlık haline gelir ve insan için kötü huy olur.
Öyle ise yalancılık denilen bu büyük felâketin önüne de, aileden başlamak suretiyle, zamanında alınan tedbirlerle geçilmelidir. Kanaatimce bir çok iyi ve kötü huyların kazanılmasında ailenin dışında bir çok etkenler bulunmaktadır. Bunun için aileler, öğretmenler ve arkadaşlar yalancılık konusunda asla göz yummamalı, zamanında çocuğun yaşına uygun tedbirler almak suretiyle yalanın, huy haline gelmesini önlemelidir. Bu tedbirlerin başında ise telkin ve örnek yaşayış gelir. Aile, çocuklarına yalancılığın iyi olmadığını, toplum içinde güveni sarsacağını, kişiliği kaybettirip küçük düşüreceğini zaman zaman nasihatlarla telkin etmeli, çocuğun yalan yolla menfaat temin etmesine hiçbir zaman müsamaha göstermemelidir. Hatta çocuğun doğru hareketini mükafatlandırmak suretiyle dürüstlüğün, kendisine maddi ve manevi menfaat sağlayacağı inancını da vermelidir. Aile büyükleri yalan söylemekten kesinlikle kaçınmalı ve dürüst davranışlarıyla bizzat iyi bir örnek olmalıdır. Şaka ile de olsa, yalan alışkanlığına kapı açmamalıdır.
Şakacıktan zina yapılmaz. Şakacıktan vergi kaçırılmaz, şakacıktan içki içilmez, şakacıktan hırsızlık olmaz. Bunun gibi şakacıktan da yalan söylenemez. Rasulûllah (S.A.V) "Cemaati eğlendirmek için yalan konuşana yazıklar olsun" buyurmuşlardır.
Adamın biri Rasulüllah'a gelerek: "Bir çok kötü alışkanlıklarım var. Senin dininde haram olan her şeyi yapıyorum. Beni bu kusurlarımla kabul edersen Müslüman olurum" der.
Rasulûllah da: "Yalnız yalanı terket, seni kabul edeyim" buyurur. Adam kabul eder ve Müslüman olur.
Bundan sonraki hayatında, adam, kendisinin de beğenmediği kötülükleri Rasulüllah'a itiraf etmenin mahcubiyetine girer ve Peygamberimize gelerek: "Ya Rasulûllah, beni öyle bağladınız ki, verdiğim bu söze sadık kalmak için bütün kötülüklerden vazgeçmek zorunda kaldım" der. Rasulüüah "Yalan ile iman bir arada bulunmaz” buyurur.
1- Kalem sûresi âyet: 8
2- Sahih-i Buhari Tec.Sar.Ter. 12/146