Çok insan anlayamaz eski musikimizden,
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden…
diyen Yahya Kemal Türk dünyasının yetiştirdiği en büyük şairlerden biridir.
1884 yılında Üsküp’de doğan Yahya Kemal, 1958 yılında İstanbul Park oteldeki odasında ölmüştür. Asıl adı Ahmet Âgâh olan Yahya Kemal, İstanbul Vefa İdadisini bitirdikten sonra Jön Türk’lere katılmak için Paris’e gitti. Paris Siyasal Bilgiler yüksek okulunda öğrenim gördü. Öğretmenlik, Milletvekilliği ve Büyükelçilik yaptı.
Divan şiirimizi batı şiirindeki bütünlük anlayışıyla ele aldı. Eserlerinde Osmanlı kültürü, İstanbul, Boğaziçi, tabiat güzelliği ve Türk musikisi hayranlığını dile getirdi. Şiirlerinde Aruz veznini kullandı.
Yahya Kemal’in hepsi de musiki tadında olan şiir ve rubailerini çok severim.
Bilmem kime yahut, neye uyduk gittik,
Gâhi meye, gâhi ney’e uyduk gittik.
Erbâb-ı zekâ riyayı mezhep bildi.
Bizler dili divâneye uyduk gittik..
Her satırında, her dizesinde ayrı bir hikmet bulduğum Yahya Kemal şiir dünyasının gelmiş geçmiş en büyük ozanlarından biriydi.
Ölümünden sonra şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz”, “Eski Şiirin Rüzgarından” ve “Rubailer” adlı kitaplarda yayınlandı.
Bir merhaleden güneşle derya görünür.
Bir merhaleden her iki dünya görünür.
Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer,
Geçmiş, gelecek hepsi de rüya görünür…
BİR BAŞKA TEPEDEN
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
RİNDLERİN AKŞAMI
Dönülmez akşamın ufkundayız,vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Mensubu olduğum Dostlar Musiki Topluluğu, şefimiz Adnan Mungan yönetiminde
24 Ocak akşamı Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç salonunda Münir Nurettin Selçuk konseri verecektir. Konserde emekli Pilot Albay Mehmet Kobak ağabey Yahya Kemal’in “Rindlerin Ölümü” şiirinde nağmelerle bezenmiş şu muhteşem besteyi yorumlayacaktır.
RİNDLERİN ÖLÜMÜ
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.
Bir zamanlar,
“Ölüm kaderde var, bize ürküntü vermiyor.Lâkin vatandan ayrılışın ıstırabı zor.” diyen Yahya Kemal’in Park oteldeki ölüm döşeğinde;
Ölüm kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin.
Yok mudur buna bir çare, Ya Rabbelalemin ?
diyerek son nefesini verdiği söylenir.
Çocuk yaşımda şiirlerine hayran olduğum Yahya Kemal’in 1958’de ölümünü Osmancık’ta radyodan duyunca hıçkıra, hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum.
Bu vesileyle Yahya Kemal üstadı sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.