Vicdani ret yasasının gündeme gelmesiyle birlikte savaş yanlılarının ve sorunları kan ve ölümler üzerinden çözmeyi alışkanlık haline getirmiş güruhun sesi daha bir gür çıkmaya başladı.

Neymiş; PKK ile savaşmak istemeyen örgüt yanlılarının ekmeğine yağ sürülüyormuş…

Bu yasayı gündeme getirenler de, destekleyenler de vatan hainiymiş…

Peki, savaşmayı, (hangi ırktan olursa olsun bir insanın yaşamına son vermeyi) reddetmek suç mudur?

Yoksa bir ırkı, o ırka mensup insanlara kırdırmak, aynı coğrafyada yaşayan insanları kardeş kavgasına girmeye zorlamak övünülecek bir marifet midir?

Ortada bir Kürt sorunu ve PKK gerçeği yokken bu yasa gündeme gelseydi tepkiler aynı mı olurdu?

“Sen istesen de, istemesen de eline silahı alacaksın ve birilerinin yaşamına son vereceksin, buna karşı çıkarsan yasalar önünde suçlusun” demek baskıyla, zorla ve yasal yaptırımlarla insanları birilerini öldürmeye zorlamak ne derece vicdanidir?

Kan dökmekten, ölümlerden başka bir yol mutlaka vardır, bulunmalıdır ve bu insanlık dışı yöntemlerden vazgeçilmelidir. Bunun muhatabı da devlet ve onu yöneten siyasi erktir…

Bu yasa uygulandığında ne kadar insanın vicdani reddi reddedip; “ Ben askerliğimi yapmak istiyorum” diyeceğini göreceğiz…

Tabi ki ‘ Vatansever, tuzu kuru medyamızın”  yönlendirmeleri de burada en önemli etken olacak.

Vicdani ret yasası yokken de bu ülkede birileri ölmemenin ve öldürmemenin yöntemini zaten bulmamışlar mıydı?

Şehit cenazelerinin hangi sosyal kesime mensup insanların ‘yoksul evlerine’ geldiğini görmeyecek kadar da körleşmedik herhalde…

Vicdani reddi göze alamayanlar için de bir yasa var:  “Cüzdani ret”

Ya vicdani reddi tercih eder vatan haini damgasıyla başın önde dolaşırsın, ya da cüzdani reddi tercih edip parayı bastırır başın dik yaşarsın…

Büyüklerimiz her şeyi düşünecek kadar yetkinler hamdolsun…

Boşuna mı başımıza geçirdik onları?

Öyle sıradan insanların bu mevkilerde işleri ne!

Hem hazineye para girecek, hem insanların tercihlerinin yolu açılacak, hem de AB yasalarından biri daha hayata geçmiş olacak…

Yani bir taşla birkaç kuş…

Biz bu ülkede bir taşla onlarca kuş vurulabildiğini çok gördük, yaşadık…

Bir taşla birkaç kuş vurmanın lafı mı olur…

Bu yasalardan huzursuz olanlar rahat olsunlar…

Çünkü ordumuz askersiz kalmaz…

Ülkede işsizlik bu boyuttayken paralı asker bulmak hiç sıkıntı olmaz…

Hem: “ Parayı basan askerlikten kurtulacak, bu adil değil” gibi laflar edip çenemizi de boşuna yormayalım… Biz, sarı ineğin, çorak tarlanın bu bedeli karşılayıp karşılamayacağının hesabını yapalım… Şöyle geçerken bir bankaya da uğrayıp krediler hakkında bilgi almayı da unutmayalım…

Ya da şu işsizlikte paralı askerlik için gereken koşulları araştıralım…

Yani her halükarda askerimiz yoksul insanlardan oluşacak… Paralı askerliğin uygulandığı diğer ülkelerde olduğu gibi…

Eski bir Yemen türküsü yeniden hatırlanacak sanırım…

“Yemen yolu çukurdandır

Karavanam bakırdandır

Zenginimiz bedel verir,

Askerimiz fakirdendir”