Maliye Bakanlığı'nca gerek gelir vergileri gerekse Vergi Usul Kanunu yeniden yazılarak tasarı metnine dönüştürülmüş durumda.
Vergi Usul Kanunu tasarısında uygulamaya yönelik dikkati çeken düzenlemelere bu yazımızda da devam ediyoruz.
6. Re'sen vergi tarhiyatına ilişkin olarak köklü değişiklik öngören ve yasaya 45/6. madde olarak eklenmesi önerilen hükme göre;
"Vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde, vergi müfettişleri veya vergi müfettiş yardımcılarınca re’sen tarhiyat önerilebilmesi, matrah veya matrah farkının bu Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan takdir komisyonu tarafından tespit edilmesine bağlıdır. Vergi müfettişleri veya vergi müfettiş yardımcıları, yaptıkları inceleme sırasında re’sen vergi tarhını gerektirir matrah, matrah veya vergi farkı ya da haksız iade tutarı tespit etmesi durumunda, re’sen vergi tarhını gerektirir nedenler ile elde ettikleri her türlü bilgi, belge ve diğer bulgular bu Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonuna gönderilir. Takdir komisyonunca alınan takdir kararının vergi müfettişleri veya vergi müfettiş yardımcılarının bağlı olduğu birime aktarılmasını müteakip, düzenlenecek vergi inceleme raporu bu Kanunun 104 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında yer alan esaslar çerçevesinde değerlendirilmek üzere rapor değerlendirme komisyonlarına tevdi edilir."
Görüleceği üzere vergi inceleme elemanlarınca mükellef hakkında doğrudan re'sen vergi tarhiyatı önerilmesi uygulamasına son veriliyor. İnceleme sürecine takdir komisyonları da dahil edilerek vergi müfettişlerinin inceleme sonuçları ayrıca takdir komisyonunun denetimine tabi tutuluyor. Takdir komisyonun oluru ile vergi inceleme raporu yazılabilecek ve yazılan rapor değerlendirilmek üzere rapor değerlendirme komisyonuna tevdi edilecek.
7. Mevcut Vergi Usul Kanunu'nda yer almayan "vergi uyumu" kavramı, Kanuna ayrı bir madde olarak ekleniyor. Buna göre;
"(1) Vergi uyumu, vergiye ve mükellefiyete ilişkin ödevlerin, vergi kanunlarına ve ilgili mevzuata uygun olarak süresinde ve eksiksiz yerine getirilmesidir.
(2) Gelir İdaresi Başkanlığı, mükelleflerin vergiye uyum derecelerini bu Kanunun 120 nci maddesinde düzenlenen veri merkezinde yer alan bilgileri de kullanmak suretiyle belirlemeye, uyum derecelerini dikkate alarak vergi kanunlarında yer alan indirim, istisna, iade, mahsup ve benzeri işlemlerini ilgili mevzuatındaki düzenlemelerden farklı düzenlemeler yapmak suretiyle gerçekleştirmeye yetkilidir.
(3) Bakanlar Kurulu gelir ve kurumlar vergisinde mükelleflerin beyanname verme ve beyan edilen vergileri öngörülen sürelerde düzenli olarak ödemeleri koşuluyla uyum derecelerini dikkate alarak gelir ve kurumlar vergisi oranlarını yarım puan indirmeye ve indirilen vergi oranlarını kanuni oranına çıkarmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini sektörler, iş kolları ya da mükellef grupları itibarıyla da kullanabilir.
Yukarıda yer verilen hükümle vergi ödevlerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren mükelleflere vergi indirimi yanında bazı bürokratik kolaylıkların getirilmesinin önü açılıyor.
8. Uzun yıllardır tartışma konusu olan amortismana tabi iktisadi kıymetler için sonradan yapılan harcamaların gider ve amortisman boyutu VUK'a eklenmesi öngörülen aşağıdaki hükümle yasal tabana kavuşturuluyor: Buna göre;
"a) Maliyete eklenen giderler taşınmazın kalan faydalı ömrü içerisinde amortisman ayrılmak suretiyle,
b) (a) bendi uyarınca taşınmazın maliyetine eklenen gideri oluşturan amortismana tabi iktisadi kıymetin faydalı ömrünün taşınmazın kalan faydalı ömründen az olması ve ilgili taşınmazdan net bir şekilde ayrıştırılmasının mümkün bulunması şartlarıyla kendi faydalı ömrüne göre,
c) Taşınmazın faydalı ömrü tamamlandıktan sonra bu kıymet için yapılan harcamaların, kıymetin aktifleştirildiği hesap döneminin son değerleme günündeki değerinin %20’sini aşması hâlinde, yapılan harcamalar bu taşınmaz için belirlenmiş olan faydalı ömür dikkate alınarak itfa edilir."
9. Kanun'un 264. maddesinde yapılması öngörülen düzenleme ile kurumların aktifleştirdikleri ilk tesis ve taazzuv giderleri ile peştamallıklar, kayıtlı değerleri üzerinden eşit tutarlarda ve on yıl içinde itfa olunabilecek. Bu süre mevcut Kanun'da beş yıl.
10. VUK'a eklenmesi öngörülen 256/3. madde hükmüne göre:
"Mükellefler, Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için belirlediği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini belirlemekte serbesttir. Mükellefler bu tercihlerini iktisadi kıymetin envantere alındığı tarihte kullanırlar. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi, izleyen yıllarda değiştirilemez."
Anılan hükümle vergi incelemelerinde, düşük amortisman ayırdığı için amortisman süresini uzatan mükelleflerin vergi tarhiyatı ile karşılaşma riski bertaraf ediliyor. Ayrıca yatırımlar nedeniyle uzun yıllar matrah beyan edemeyecek olan mükelleflere vergi planlaması yapabilme izni veriliyor:
11. Vergi Usul Kanunu'nun emsal bedel başlıklı hükmünde yapılan değişikliğe göre:
"a) Emsal bedeli sıra ile aşağıdaki yöntemlere göre belirlenir.
2) İkinci sıra: (Maliyet bedeli yöntemi) Emsal bedeli belli edilecek iktisadi kıymetin, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline %25 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder. Bakanlar Kurulu, bu oranı sektörler ve iş grupları ile satışların toptan veya perakende olup olmaması itibarıyla %5’e kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya yetkilidir."
Anılan hüküm transfer fiyatlandırması incelemelerinde vergi müfettişlerinin eline önemli bir silah vermekte. Söz konusu hükümle vergi inceleme elemanları ilişkili şirketler arasındaki ticari işlemlerin piyasa fiyatını belirlerken bu hükümden hareketle yüksek tutarlı vergi tarhiyatları önerebilecek.
12. Kanun'a eklenmesi öngörülen ve mevcut Yasada bulunmayan hükümle "Uzlaşma" müessesine aşağıdaki hüküm ilave ediliyor:
"Uzlaşma görüşmelerinde, uzlaşma komisyonu, tarhiyatın dayanağı olan vergi inceleme raporunda tarhiyatla ilgili hukuki değerlendirmelerin vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülerlere aykırı olduğu kanaatine varırsa, söz konusu raporu yeniden değerlendirmek üzere gerekçesiyle birlikte bu Kanunun 104 üncü maddesine göre kurulan merkezi rapor değerlendirme komisyonuna gönderir. Merkezi rapor değerlendirme komisyonu, konu hakkındaki mütalaasını otuz iş günü içerisinde ilgili komisyona bildirir."