İlk önce
Baba Bush döneminin körfez savaşı günlerinde perişanlaşmıştı esnaf…
Tekrarı,
Oğul Bush iktidarı ile geldi.
Çek ödeyemedi kimse o günlerde…
Mal satamadı.
Alacağını alıp,
Senet yatıramadı.
Küçülmeye gitti büyük esnaf…
İşçi çıkardı,
Çıkaramadığının maaşını ödemekte zorlandı, bir çoğu iflas etti.
Küçükler, ya sermayeden yedi,
Ya da tamamını kendisinin sandığı tezgahtaki malından.
Mübalağa olmasın,
Karnını doyurmakta zorlandı herkes !..
Üstüne,
Bir de fırsattan istifade edenler türeyince,
Hayat içinden çıkılmaz hal almıştı namusu ile gelecek kurmaya çalışanlar için.
Şimdi,
Caddeler sokaklar kalabalık, da,
Müşteri “yok”gibi küçük esnaf için…
Büyük daha vahim durumda!
Alan “var” da, satanın olmadığı! gibi…
Akıllı evler, uçak kokpiti gibi donanımlı arabalar,
Işıklı mışıklı ayakkabılar,
Cicili-bicili elbiseler var da, eğreti veya emanet gibi…
Sofralar dolu yiyecek içecekle;
Hele on çeşit kahvaltı malzemesi var da, resim gibi…
Millet yine aç, yine perişan.
Tıpkı, baba ve oğul Bush dönemi dünyası gibi.
Şu an onlar yok iktidarda, ama sanki var gibi…
Resmen Körfez savaşları da yok da, var gibi.
Komşularla var gibi de, yok gibi…
Hatta
Terör var, terörist var,
Ölen-öldüren var da, yok gibi…
Esnaf elleri böğründe alacağını alamıyor, çek senet ödeyemiyor,
İşçi perişan,
Memur endişeli,
Köylü gözlerini göğe dikmiş bir şeyler isteyecek de,
Korkuyor gibi!..
Eeeee…
İstikrar nerde?
Var gibi de yok!
Her gününüz güzel olsun.