Uykunun dörtte biri rüya imiş. Rahmani rüyalar görürseniz ne güzel! Korkulu rüyalar yorar insanı.

Uyku tutar tutmaz rüya da onunla birlikte gelirmiş. 

Uyku küçük ölüm derler. Büyük ölüm rahmete kavuşmaktır. İhtiyarlar uyuya uyuya ölür, çocuklar uyuya uyuya büyür.

Sen nasıl görürsen odur hakikat…

Ölen insan musalla taşında,  sorarlar, nasıl bilirsiniz bu kişiyi? İyi biliriz der cemaat.

Daha önce cenaze namazı kılınmıştır. Omuza alınır tabut önce ağır adımlar, sonra yavaş yavaş hızlanır. Bir an önce gömmek isterler mevtayı.

Kabir sualleri, kabir azabı başlar. İkisi de çok zordur. Melekler, rabbike dinike der. Allah dostları,  Rabbim Allah, dinim İslam, peygamberim Muhammed Mustafa (sav) der.

Talkına oturan hoca efendi anasının adını söyleyerek konuşur mevtayla. İnsanın babası kesin belli değildir. Gizli hamile kalır kadın. Ama ana kesin bellidir çünkü doğum insanların huzurunda vaki olur.

Ölüm sevgiliye kavuşmaktır der Mevlana. Ölümü sevgiliye kavuşmak bilenlerden oluruz inşallah.

İman ile ruhu teslim etmek ne güzeldir. Ölmekten değil ölmemekten korkmak lazım aslında.

Ölmemek,  can boğazda, zor alırsa nefes, o zaman  Allah yardım etsin her Müslüman’a

Ne uyursun ne uyursun?

Bu uykudan ne bulursun?

Uyku gafletinden korusun rabbim bizi. Uykuyu azaltıp, la ilahe illallah demeyi nasip etsin bize.

Ruhlar şad, mekanlar cennet olur inşallah.

Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra okuyalar dua. Şöyle garip, bencileyin.

Saygı ve sevgilerimle.