Hafta sonu küçük kızımı üniversite sınavlarına getirdim.

Kendisine rica ettim ve dedim ki;

Gelecek yıl büyük oğlunla girersin diye.

Ama fayda vermedi ve bana;

-Yıllar sonra sınav psikolojisini hissetmek,

Gelecek yıl üniversite sınavına girecek olan büyük oğlumu şimdiden yönlendirmek,

Sınavın nasıl yapıldığını,

Dikkat edilmesi gereken konulara dikkat çekmek,

Kitap okumanın sınavda ne tür yararları olduğunu bizzat yaşayarak,

Bir sonraki yıl da ikinci oğlum sınava girerek,

Onlara öncülük yapmak istiyorum dedi,

Ve sınava girdi.

Eski bir eğitimci olarak da hafta sonu yapılan 2 sınavı,

Sınava katılan öğrenci ve velileri,

Yakından izlemeye çalıştım.

Gerçek öğrenci ve kızım gibi gençleri de izledim.

Çok garip;

Sınav için 2 sınava 115 ve 115 lira aldı ÖSYM.

İkişer tane üzerinde ÖSYM yazılı ıslak mendilcik verdiler.

Ha bir de 2 kalem ve silgi.

Öğrenciler sınavlarında tüketecekleri suyu dâhi kendileri getirdi.

Okulun önünde hiçbir tedbir yok.

O kadar ki;

Tam okulun önünden geçmekte olan bir kamyonun kornasını sonuna kadar basması,

Orada bekleyen biz velileri tedirgin etti.

Sanırım sınavda olan öğrencileri de.

İl kitabım olan: KAMU VE KAMU PERSONELİ adlı kitabımda;

Kariyer ve liyakati işlerken;

Bu tür yüksek seslere,

Öğretmenlerin ses çıkaracak ayakkabı giymeleri vs’nin kesinlikle önlenmesi gerekçesini detaylı yazdım

Ömrünü yaklaşık 2 günde 3 saate bağlamış olan öğrenciler,

Sınava çok tedirgin,

Çok ürkek,

Ve hatta çok korkak olmalarının sınavı olumsuz etkileyeceğini,

Her “normal dışı” hareketin sınav sonucunu çok kötü etkileyeceğini,

Tüm çevrenin bu konuya azami dikkat etmeleri gerektiği,

Herkese,

Kamyon şoförüne kadar önceden anlatılmalı,

Hatta okul yakınlarına “borazan sesi” gibi araçlar sokulmamalıdır.

Yalnız kızıma değil,

Diğer öğrencilere de sordum.

Aldığım cevap aynıydı.

Bu korna sesi tüm öğrenciyi huzursuz etti.

Devletin güvencesinde olan bu sınavlar,

Güvencesizlikle sonuçlandı.

En azından bizim okulumuzda.

21.06.2022 - Antalya