Din ile kini örtüştüren, “kinim dinimdir” diyen anlayışın sözcüleri, kitleleri Allah ile kandırarak, insanları birbirine kırdırmak ve sonunda ülkeleri emperyalizmin sömürgesi haline getirmek üzere sahneye çıkartılmış özel görevlilerdir.

Her devrim sürecinde karşıdevrimin yanında el bağlamış, onun değirmenine su taşıyanlar olmuştur ve bundan sonra da olacaktır.

Türk Devrim sürecinde de bu tipler kendilerine verilen rolü oynamaya çalışmışlarsa da tarihin çarkı hep ileri doğru dönmüş, bu yaratıklar tarihin çöplüğüne gitmekten kurtulamamışlardır.

İngilizci, Fransızcı, Rusçu Paşalar, Osmanlı Devleti’nin son döneminde sahneye çıkmış veya çıkartılmışlardır. Osmanlı’yı parçalayıp kendilerine hisse almak isteyen dönemin emperyalist devletleri için her şey araçtır. Amaç, kendilerinin denetiminde yarı sömürge veya sömürgeler oluşturmaktır.

Emperyalizm, toplumu kendi içinde kamplara bölmek, kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekmek ve insanları birbirine kırdırdıktan sonra “Barış Gücü veya Gönüllüsü” formalı askerleriyle ülkeler işgal edilmektedir. Çok uzağa gitmemize gerek var mı? İşte Yugoslavya… Sırplarla Müslüman Boşnaklar çatıştırılmış, ortalık kan gölüne dönmüştür. Ekilen kin ve nefret tohumları sayesinde barış içinde bir arada yaşayan insanlar inanılmaz bir sürede birbirlerine düşman edilmiş, soykırım bütün vahşet ve dehşetiyle yaşanmıştır.

ABD, iş işten geçtikten, binlerce insan öldürüldükten sonra güya olaya el koyarak paramparça olmuş bir ülkeye barış getirmiştir!

Ancak bu "barış" suni döllenmeyle ortaya çıkmış bir acubedir. Altında küresel çetelerin silah baronlarının hesapları vardır. Parçalanmış Yugoslavya, özellikle…

Türk Devrim sürecinde emperyalizmin hizmetinde Cumhuriyet düşmanlarına “iade-i itibar” senaryoları sahnelenmektedir.

Kimdir bunlar?

İnanç ve/veya etnik köken üzerinden insanları sokağa dökerek karşıdevrimin ocağına odun atarak emperyalizme hizmet eden tiplerdir. “İade-i itibar” sırası, Menemen’de Kubilay’ın başını kesen gerici kalkışmanın elebaşı Derviş Mehmet’e gelmiş midir acaba?

Toplumda kin ve nefret tohumları yeni gübreler serpilerek;

1-Dış müdahale için zemin hazırlanmaya çalışılmaktadır.

2-Anayasa dayatması hazırlıkları hızlanırken toplumu gergin gruplara ayırmak ve referandumda “Evet” tercihi için belli kesimlere mavi boncuk dağıtmaktır. Son dönemde anadil isteriz kervanına Çerkez ve Lazların da eklenmesi, baş destekçilerinin PKK/BDP ve Ermeniler olması kimin hangi ata oynadığının açık işaretidir.

3-Bu ve benzeri hamlelerle ulusal bilinçte gedikler açarak toplumun kan kaybından halsiz, mecalsiz bırakılması amaçlanmaktadır.

Bu tertipleri millete duyurması gereken parti, sendika ve dernekler ise yapay gündemle uğraştırılarak sapla samanı ayıramaz noktaya getirilmiştir. Bu, emperyalizmin bilerek isteyerek yaptığı bir hamledir. Parti, dernek vb yapılardaki iç çatışmalara bu gözle bakılmadıkça olan biteni algılamak zorlaşmakta ya da yanlış çıkarımlara sebep olmaktadır.

İşte bu nedenle parti, sendika, dernekler başta olmak üzere tüm meslek kuruluşlarındaki üyelere tarihi bir görev ve sorumluluk düşmektedir.

Bu bunu dedi, niye dedi? Bu söz iki hamle sonra kime hizmet edecektir.

Bu bunu dedi, ama söylemiyle eylemleri örtüşüyor mu?

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız bakış açısı olguları algılamada turnusol kâğıdı ölçütlerdir.

Karşıdevrim cephesinin dört yandan yaptığı yıkıcı saldırılara karşı görevimiz, ulusal/milli bilinci korumak, Kemalist Devrim’in yeniden inşa ve ihyası için her türlü ayrılığı (etnik, dini, siyasi) öteleyerek milleti birleştirmektir.

Kemalist Devrim’in kazanımı ulus devleti savunmada gösterilecek her gecikme topluma büyük bedeller ödenmesi olarak dönecektir.

Eğitim 3/4’lük

Sömürgeye Kul Lazım

Dört dörtlük…

Eğitimde 4+4+4 diye özetlenen ve 12 yıllık zorunlu eğitim ifadesinin altına saklanan gerçeği görmek gerekir. Türkiye’de İmam Hatip Okul ve Liseleri dönemi emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından kullanılarak Türk milleti Allah ile kandırılmıştır. Gelinen aşama anayasa dayatmasıyla federasyona dönüşecek şehir devletlerine sömürge vatandaşı yetiştirmektir. Ulus bilinci olmayan köleler… Bir de muhafazakâr kesimin referandumda “evet” tercihini cepte keklik saymak için yapılan bir hamledir. Bizce okunması ve millete anlatılması gereken fotoğraf budur.