Rıza Zelyut’un, Selçuklulardan Osmanlılara sansürlenen beyitler ve mısraları içeren “Seçkinler Kitabı” nı okuyorum.
Yaklaşık 115 şairin seçilmiş (berceste) beyit ve dörtlükleri çok hoşuma gitti.
Ara sıra bu seçkin şairleri beyit ve dörtlükleriyle beraber sizlerle paylaşacağım.
SEYİD İMADETTİN NESİMİ (?-1418)
Halep’te Suriye kölemenleri tarafından şeriata karşı geldi diye derisi yüzülerek öldürülen Türk Edebiyatının en büyük temsilcilerinden biridir.
Bende sığar iki cihan ben bu cihana sığmazam,
Gevher-i lâ mekân benem kevn-ü mekâna sığmazam…
(İki cihan içime sığmış: Bense bu dünyaya sığmam. Mekân dışı ve mekân üstü olma cevheri bende iken yine de varlığa ve mekâna sığmam..)
Ger aslımı sorarsan ben biz niyazım, / Basir ilmi denen yerden gelirim.
Bir katre (damla) idim şimdi han (deniz) oldum, / Arştaki kandilden nurdan gelirim.
Hallac-ı Mansur ve Seyit Nesimi’nin şeriata karşı geldi diye öldürülmesini şu ağıt dörtlüğümde dile getirmiştim.
Ne zaman Nesimi aklıma gelse, / Yüzülmüş tenine deri olurum,
Hallaç gibi çıkıp “Enel Hak” dese, / Aklımı şaşırıp deli olurum..(Mehmet Özata)
MİHRİ HATUN ( ?-1506)
Amasya’lı Mihri Hatun dönemin seçkin şairlerinden biriymiş.
Ben umardum ki bana yar-i vefadar olasın,
Ne bileydüm ki begüm böyle cefakâr olasın…
FUZULİ (1556)
Oğuzların Bayat boyundan olup hayatını Kerbela’da İmam Hüseyin’in türbesinde türbedar olarak geçiren Fuzuli Kanuni devrindeki yolsuzlukları şöyle hicvetmiştir.
“Selam verdüm rüşvet değüldür deyu almadılar.” Şu beyti de çok meşhurdur.
Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan muradımın şemi yanmaz mı? (Şem: Mum, ışık)
ŞEYHÜLİSLAM YAHYA ( 1561-1644)
Çağında özgür düşüncenin temsilcisi olan aydın din adamı ve şairlerdendir.
Sun sagarı saki bana mestane desünler,/ Uslanmadı gitti gör o divane desünler.
Ey saki (içki sunan) şu büyük şarap kadehini ver bakalım, ver de bana sarhoş desünler. O deli bir türlü uslanmadı gitti, desünler)
NAHİFİ ( 1643-1739)
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzlü mahım ,
Kurbanın olam var mı bunda benim günahım?
ZİYA PAŞA ( 1829-1880)
Şiirlerinde Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışını acı bir dille anlatmaya çalışır.
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm,
Dolaştım mülk-ü İslamı büsbütün viraneler gördüm…
SÜLEYMAN NAZİF (1869-1937)
Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet en yakın tarihe bir sor bak..
Yerim sensin, göğüm sensin, cihanım, cennetim hep sen,
Nasıl bir zinde millet çıktı gördüm hasta sinenden…
BÂYEZİD-İ BESTÂMİ
Bayezid-i Bestâmi’yi ölümünden sonra bir dostu rüyasında görür ve kendisine sorar.
“İlâhi huzurda seni nasıl karşıladılar?” Bâyezid-i Bestâmi : “ Bana ne getirdin?” diye sordular. Ben de dedim ki: “Bir dilenci bir padişah’ın huzuruna çıkınca, ona ‘ne getirdin?’ diye sormazlar, ‘dile benden ne dilersen’ derler.”
Sözüme Rabbimin cevabı erişti. “Doğru söylüyor, doğru söylüyor…”
17 Ağustos 2016