“Erkek adama bir şey olmaz abi!”

İlk sayfada yer bulamayan, aslına bakarsanız kimsenin ilgisini çekmeyen haberler vardır. Cinayetler, trafik kazaları, sokaklarda öldürülen kadınlar bu türden haberler arasında yer alır. Rakamlar, yer adları dışında değişen bir şey yoktur. Aynı olaylar her an her yerde yaşanabilir.

Bazı haberleri duyanlar hemen tepki gösterir. Yurt dışına gönderilen gıda ürünleri iade edilmiştir. İşin aslını öğrenmeden kolaycılık yapanlar olur. Ara sıra yerli üreticiler de payına düşeni alır! Çay içerken, tekel maddelerini tüketirken bu konuları konuşuruz.

Kısa bir süre sonra da unuturuz.

Bir zamanlar tarımsal ürünlerde kendine yeten dünyanın yedi ülkesinden biri olduğumuz için gurur duyardık. Yurt dışına satılan yerli gıda ürünleri ülkemizde ateş pahasına satılırdı. Yabancı ülkeler satın almaktan vazgeçerlerse çarşıda pazarda onların yüzüne kimse bakmaz. Seralarda tarlalarda toplanmayan ürünler çöpe gider.

Gıda ürünlerini satın alan ülkeler, beğenmedikleri ürünleri geri gönderir. Onların beğenmedikleri israf edilmez. Uygun bir şekilde gereken yapılır.

Günümüzde tarımsal ürünlerin üretiminde verim artışının sağlanabilmesi için yapay gübreler, zararlılara karşı zehirli ilaçlar birlikte kullanılır. Ölçüyü kaçıran, ölçünün ne olduğunu bilmeyen üreticiler kendi bildiklerini yaparlar. Üretim aşamalarını, üretilen ürünleri denetleyenler var mı? Yapılan denetimler ne kadar güvenli?

Bilenler bilmeyenlere anlatsın!

Geçtiğimiz günlerde bir haber ajansı sonu ölümle biten bir haberi servise koydu. Üretimde kullanılan zararlı ilaçların etkisiyle çocuklarımız öldü. Kaç gazetede yayınlandı, kaç televizyon kanalında yer aldı? Televizyonlardaki tartışma programlarında tartışıldı mı? Her şeyi bilen köşe yazarları bu konuyu köşelerine taşıdı mı?

Kendimizi aldatmaya gerek yok. Haber üçüncü sayfada yer aldı. Gazetelere göz atanlar tarafından okumaya bile gerek duyulmadı. Ölen öldüğüyle kaldı.

Kullanılan yapay gübrelerin, ilaçların atıkları toprağa, suya havaya karışır. Milyonlarca yıldır yaşayan canlılar yok olmaya başlar. Toprak verimini kaybeder. İçtiğimiz su, soluduğumuz hava zehirlenir. İlaç atıklarıyla zenginleşmiş gıdalar soframıza gelir. Özel tatlandırıcılarla hazırlanmış domatesleri, sebzeleri, bal arılarının üretmediği balları tüketiriz.

Üretici hatalarından kaynaklanmayan tarımsal ilaç kalıntılarıyla gıda ürünlerine her yerde rastlayabiliriz. Farkında olmadan doğal çevremizle, dünyamızda yaşayan tüm canlılarla birlikte zehirleniriz.

Çözümü son derece basit olan bu sorunlar yıllardır çözülmez. Önemsiz göründüğü için üçüncü sayfa haberleri diye adlandırılan haberlerin bitmez tükenmez kaynağı olarak yer alır.

Çernobil’de bulunan nükleer santralde kaza olmuştu. Ortaya çıkan radyasyon etkisiyle Karadeniz bölgemiz zarar gördü. İnsanlarımızı kaybettik.

Aynı yıllarda büyük bir gururla nükleer enerjili tavşan kanı çayları içtik. Bize düşman olan kefere devletlerin geri gönderdiği gıdalarla beslendik.

Erkek adama, erkek millete yakışan da budur.