Kadim Dost Eczacı Yücel Yılmaz’la, “Covid - 19 lanetini” konuşurken konu konuyu açtı; “Dile kolay, üççeyrek asrı devirdim” diye başladım söze ve bu yaşıma gelene dek görüp, yaşadıklarımı anlatmaya başladım.

Neler görmüş, neler yaşamışım da ben bile ayırdında değilmişim meğer.

Kadim Dost da şaştı anlattıklarıma, ben de şaştım…

Görüp, yaşadıklarımı saymanın sonu gelip; gitmek üzere veda için yumruğumu(!) uzatmıştım ki birden gülme krizine girdik Kadim Dostla birlikte…

Artık konuşacak başka bir şey kalmamış da bu tür zırvalıkları konuşmamıza mı; yoksa covid-19 belası yüzünden tokalaşmanın yerini alan yumruklaşmamıza mı güldük, bilemedim.

Ama iyi güldük.

Bu covid-19 denen lanet virüs, tümden bozdu psikolojimizi…

* * *

Ve işte “üççeyrek asır içinde, görüp, yaşadıklarım” deyip, Kadim Dosta anlattıklarım.

* Marshall Yardımı(!) adı altında, Amerika’nın, Ülkemize nasıl giriş yaptığına tanık oldum.

* Çorum İnkılâp İlkokulunda öğrenci iken; Kayseri’de bir uçak fabrikamızın olduğunu; Amerika’nın telkinleriyle bu fabrikamızın, kapatıldığını, Asım öğretmenimin, ağlayarak verdiği bilgilerden öğrendim.

* Ve yine Çorum İnkılâp İlkokulunda öğrenci iken; bu kez de Köy Enstitülerinin kapatıldığını; enstitü mezunu öğretmenlerin sürgüne gönderildiğini, yedek subaylık haklarının kaldırıldığını; (Köy Enstitüsü Mezunu olduğunu tahmin ettiğim) Asım öğretmenimin yine ağlayarak verdiği bilgilerden öğrendim.

* Her sabah, Marshall Yardımı(!)adı altında verilen iğrenç süt tozundan mamul sütü içip, iğrenç Amerikan peynirini yemeye zorlandım.

* Üç siyasinin, üç pırıl pırıl gencin, nice gençlerin idamına tanık oldum

* Beş (altı da olabilir) büyük deprem gördüm.

* Üç (dört de olabilir) salgın hastalık gördüm. Ama hiçbiri covit-19 laneti boyutunda değildi.

* Kırk altı hükümet, yirmi başbakan, dokuz cumhurbaşkanı gördüm.

* Bir savaş (Kıbrıs Savaşı) gördüm.

* Neil Louis Armstrong adlı astronotun Ay’a ayak bastığına tanık oldum. Ay’a ayak basışını o tarihte ülkenin tek televizyonu olan TRT ekranlarından canlı olarak izledim.

* Beş (altı da olabilir) muhtırayla karışık darbe gördüm.

* Pek çok tüp gaz, doğalgaz ve grizu patlaması okudum gazetelerden; bunların bir kısmına bizzat tanık oldum.

* Freni patlayan kamyonlar otobüsler, raydan çıkan trenler gördüm.

* Onbinlerce dönüm yanan, yakılan, yağmalanan ormanlar gördüm. (Bir türlü ders alıp, akıllanmadığımız için hâlâ da görüyorum)

* Bizzat kendi elimle binlerce ağaç diktim ya da dikilmesine vesile oldum.

* Pek çok sağ sol çatışması gördüm ve duydum. Öğrencilik yıllarımda bu çatışmaların bizzat içinde oldum. İki kez sağ sol çatışmasının tam ortasında kaldım. İki kez kurşun sıyırdı geçti, ölümün eşiğinden döndüm. (Ama askerliğimin dışında elime hiç silah almadım. Almayı da hiçbir zaman, hiçbir şekilde düşünmedim.)

* Yüzlerce belediye, PTT çukuru gördüm. Bir gece yarısı bu çukurların birinin içine düştüm.

* Çernobil radyasyonuyla tanıştım, sayısını bilemiyorum ama bu radyasyonlu çaylardan içtim.

* Attan, katırdan, eşekten imal edilen sucuklar gördüm; küçük bir ihtimal, belki de yedim.

* Hiç evim ve arabam su altında kalmadı ama su altında kalan evler, arabalar, viyadükler gördüm.

* Asala gibi PKK gibi terör gruplarının yaptığı pek çok terör eylemine tanık oldum.

* Sahte rakıyla tanıştım. Bir defasında bu rakıdan içmeme ramak kalmıştı ki, kadeh elimden alındı.

* Bir iki kez küçük çapta dolandırıldım.

* Adam sanıp, çalışma arkadaşı olarak yanıma aldığım dört personelin, dördünden de hatırı sayılır kazık yedim.

* Hız sınırını aşmadığım, trafik kurallarının hiç birini ihlal etmediğim halde; dört kez trafik cezası ödedim.

* Ne kendimin, ne çocuklarımın boğazından haram lokma geçirmedim.

* Haramı ve rüşveti havuduyla götüren nice siyasiler, nice belediye başkanları, nice iktidarlar, bakanlar, başbakanlar gördüm.

* Renkli ve çok kanallı televizyonlara tanık oldum.

* Benim olmadı ama araba telefonlarına tanık oldum.

* Çağrı cihazlarına tanık oldum. Ben de kullandım bu cihazları.

* Cep telefonlarını gördüm ve tanıdım. Ceple konum atarak adresimim bulunabileceğini; navigasyon sistemiyle benim kolayca aradığım adresi bulabileceğimi büyük bir şaşkınlık içinde görüp, yaşadım. Bir arkadaşım, kendi hatası yüzünden adresi bulamayınca, sinirlendi, çirkin bir söz sarf etti. Telefondaki ses de ona “çok kabasınız” dedi. Kulaklarıma inanamadım. O an Ulu Önder Büyük Atatürk’ü anımsadım. Ulu Önder, parmağıyla gökleri gösteriyor; “Gelecek göklerdedir…” diyordu. O an Ulu Önderimizin ne denli ileri görüşlü olduğunu bir kez daha anladım.

* Emevi Camii’nde namaz kılabileceğini sanan saftiriklere tanık oldum.

* Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozarak, PKK’nın ekmeğine yağ süren vizyon yoksunlarını görüp, tanıdım ve iğrendim.

* İnternet’le, google, whatshapp’la haşır neşir oldum.

* Yakın zamana kadar, normal araçlar gibi yolda seyrüsefer eden motosiklet ve bisiklet gibi araçların; artık yaya kaldırımlarında seyrüsefer ettiklerini; bir gün yaya kaldırımında eşimle birlikte yürürken, bir motosikletlinin ardımızdan kornasına abanıp, “Çekilsenize birader, nereden yürüdüğünüzü sanıyorsunuz…” diye bizi azarladığına tanık oldum.

Ve….

Ve daha ne güzelliklere, ne rezilliklere tanık oldum.

75 yıla neler sığmış, neler sığdırmışım değil mi?