Haberlerdeki görüntüler, bilhassa diziler kan, kin, ölüm, tecavüz, silah, intikam, gözyaşı, çile, sıkıntı. Yazarken bile içim sıkılıyor. İnsanların dünyalarını karartmak için mi yapılıyor bu diziler, bu haberler?

Güzele güzel bakalım, güzeli görelim. İnsanların sıkıntısı kendine yetiyor. Sıkıntıya sıkıntı katmakta bizim TV’lerin üzerine yok.

TV’ lerdeki dizilerden de artık millet bıkmış durumda. Durmadan ve dakikalarca uzayan reklamlar veriliyor. Özellikle de dizilerin sonlarına doğru reklamı dolduruyor , insanları bıktırıp bezdiriyorlar.   

Siyaset desen, kavga küfür. Karşı partinin aman yerlerini arama. Ben iyiyim, sen kötüsün bağrış ve çağırışları. Ne olur, sen de iyisin de de insanımızın gözünde büyü.

Dünya ve komşu ülke haberleri de öyle veriliyor. Sanki dünyada hiç iyi bir şey yok. Haberlere vs. bakıyorsun dünya battı batacak. Ama her sabah güneş yine ışıklarını saçıyor dünya alemine.

İşte ekranda yine iç karartan bir haber daha. Urfa’da kaçak yapı yıkımında 30 tane kaçak bina yıkıldı. 3 polis yaralandı.

Madem yıkılacaktı da neden önceden kaçak yapıyı yaptırıyorsunuz? Yaptırdınız neden yıkıyorsunuz ve milli serveti yok ediyorsunuz?

Burada asıl cezalandırılacak olanlar ceza görmüyor. Polis cezalandırılıyor, bina yapan cezalandırılıyor. Hâlbuki asıl bu binaların yapımına göz yuman yetkililer en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ona elektrik verenler hesaba çekilmelidir.

17 bin öğretmen ataması yapıldı. Bu sayıya ulaşana kadar atama yapmayanlar neyi beklediler? Bu insanlara verdikleri zarar ve eziyet nasıl önlenebilir?

Ataması yapılan ve 6 yıl atama beklemiş olan bir çift gözyaşlarıyla sevinçlerini sergiliyorlardı.  Tamı tamına 6 yıl çekilen çile. (Çile bülbülüm çile)

Samanyolu TV’ de, “Davetsiz Misafir” diye bir program var. Bu hafta Osmancık pirincini, Osmancık sırık kebabını, kuzu dolmasını ve İskilip dolmasını gösterdiler.  Yediler, övdüler yüreğimize biraz su serptiler.

Yine bu programda Gülşen Leblebi bizi gururlandırdı. 30 çeşit leblebi, 1.5 aylık emek, pek çok ülkeye ihracat. Avustralya’ya bile leblebi gönderdiklerini, bu yıl İstanbul’a, Ankara’ya ilerde ise yurt dışına satış mağazaları açacaklarını Mustafa Gülşen’le yapılan söyleşiden öğrendik.

Güzel şeyler bekliyor halk. Lütfen güzele bakıp güzeli görelim.

Saygı ve sevgilerimle.