Televizyonda Kim Milyoner Olmak İster programının sunucusu Kenan İmirzalıoğlu, Tıp Fakültesinde okuyan bir kız yarışmacıya soruyor. Türkiye’nin başkenti 1924 ve 1961 Anayasalarına göre neresidir? Sorunun seçenekleri ise Erzurum, Sivas, İstanbul ve Ankara’dır.

Yarışmacı soruyu doğrudan yanıtlayamıyor. Joker haklarını kullanıyor. Diğer ilginç bir durum ise, seyircinin de yüzde 60 oranında, Türkiye’nin Başkentini bilmiyor olması. İşte Türkiye’deki eğitimin ve sistemin fotoğrafını gösteren, bundan daha net bir tablo olabilir mi?

Bu bilinç düzeyindeki kitle, iktidarları belirliyor, hatta değiştiriyor. Peki şaşırıyor muyuz? Hayır; bence şaşmamak lazım, ektiğimizi biçiyoruz. Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini yürüttüğü sırada “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum” diyen Prof. Dr. Bülent Arı, bu sözden sonra, dikkatleri üzerine çeken başarısından dolayı, ödül olarakYÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanmıştı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız; “Eğitim seviyesi arttıkça AK Parti'nin hitap ettiği alanın daraldığını görüyoruz. Anketler de buralarda oylarımızın azaldığını söylüyor.” demişti. O halde iktidar toplumu eğitip de neden kendi ayağına kurşun sıksın. Ona “Ay’a 4 şeritli yol yapıyoruz” deyince, düşünmeyen, yorumlamayan, inanacak kitle lazım. Zira onların “ferasatına güveniyorlar”

Ülkeyi 20 yıldır yöneten AKP iktidarı, iki yılda bir bakan değiştirerek, eğitimi düzelteceğini sandı. Her gelen bakan gideni arattı. Her bakan eğitimi biraz daha geri götürdü. Eğitim kurumlarında tarikatlar birbiri ile yarışır oldu. İktidar “Dindar ve kindar nesil” yetiştirme telaşında. Aslında gönüllülük esasına göre çalışan, imam hatip sistemini, herkese zorla dayattılar, neredeyse tüm okullar imam hatipleşti, hatta gayrimüslim aile çocuklarını bile imam hatibe kaydettiler. Dahası Türkiye Musevileri Hahambaşı’nın torununu bile imam hatibe kaydettiler. Çocukları imam yapacağım baskısıyla, deist yapıp dinden de soğuttular. İnancımı yitirdim diyerek, kaldığı yurdun penceresinden kendisini atan öğrenci Enes Kara çarpıcı örnektir.

İmam Hatibe giden çocukların yüzde 82’si üniversiteyi kazanamıyor. 20 yılda 20 defa eğitim sistemini değiştirdiler. AKP iktidarında hiçbir öğrenci başladığı sistemle okulunu bitiremez oldu. Eğitim adeta yaz-boz tahtasına döndü. Salgın dönemi 15 milyon öğrencimizden 6 milyonu uzaktan eğitime ulaşamadı.

Dünya Ekonomik Forumu’nun eğitim kalitesi raporuna göre ülkemizi 137 ülke arasından 99. luğa düşürdüler. Malezya ve Pakistan’ın bile gerisine düşen Türkiye, Tanzanya ve Etiyopya ile aynı kulvarda koşuyor. Cumhuriyetin kuruluş felsefesine sahip, Türk eğitim sistemini tahrip ettiler, tarikatlaştırdılar. İktidarın arka bahçesine çevirdiler. Okulları da, çocukları da, velileri de perişan ettiler.

Şimdi şaşırıyoruz üniversiteli tıp öğrencisi ülkenin başkenti neresi, nasıl bilemez diye. Tavuğun altına ördek yumurtası koyarsan, tavuk çıkacak hali yok ya, elbette ördek çıkacaktı, çıktı da.