Hem sorgulayıcı bir roman yazarlığı, hem de sorgulayıcı politik düşünürlüğü ile farklı bir kimliktir Kemal Tahir.

Özellikle Nazım'ın çok değer verdiği bir kişiliktir. Çankırı cezaevinde birliktedirler.

Yıl 1938’dir… Nazım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı, Kerim Korcan gibi sosyalist aydınlarla birlikte tutuklanmıştır.

Gerekçe, askeri isyana teşvik ve komünizm propagandası yapmaktır.

“Donanma Davası” diye adlandırılan bu davadan 15 yıl ağır hapis cezası alır. Çankırı, Malatya, Çorum, Nevşehir cezaevlerinde tam 12 yıl yatar. 1950 affıyla çıkar.

1940'ta Nazım Bursa cezaevine gittiğinde Kemal Tahir Malatya cezaevine gider. Ama bu olağanüstü dostluk sürekli mektuplaşarak devam eder.

Öyle ki Nazım, yazmaya başladığı “Memleketimden İnsan Manzaraları” şiirinin neredeyse her sayfasını Kemal Tahir'e gönderir. Onun düşüncesini alır.

* * *

Asıl adı İsmail Kemalettin Demir'dir. 1910 yılının 13 Nisan'ında doğmuş, 1973 yılının 21 Nisan'ında ölmüştür.

nedenlerle liseyi yarıda bırakır. Değişik işlerde çalışır. 1932'de çeşitli gazetelerde röportaj ve çevirmenlik yapar. 1933'te “Geçit” edebiyat dergisini çıkarır.

1934-1936 yıllarında Yedigün ve Karikatür dergilerinde çalışır. Varlık ve Ses dergilerinde şiirler yazar. Karagöz gazetesinde başyazarlık, dönemin ünlü Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yapar.

Aziz Nesin'le 1957'de Düşün Yayınevi’ni kurarlar. İdeolojik ve siyasal konularda pek de barışık değildirler. Ama birbirlerine olan saygı ve sevgi yüksektir.

Nazım Hikmet ve sosyalist aydınlarla tanışmasıyla sosyalist fikirleri benimser, yoğun bir şekilde sosyalizm ve komünizm üzerine okur, araştırır, sorar, sorgular.

* * *

Cezaevleri, onun için bir okul olmuştur.

Yazacakları için büyük bir birikim sağlamıştır. Zaten Türkiye’de cezaevleri, şair ve yazarların yetiştiği bir kurum, roman kahramanı yaratmak için adeta bir botanik bahçesidir.

19 roman yazmıştır. Eleştirilerini, Siyasal ve ideolojik düşüncelerini romanlarında dillendirmiştir.

Nitekim “Bozkırdaki Çekirdek” romanı ile Köy Enstitülerine eleştirel bir yaklaşım yapar. Aynı zamanda bu roman 1965 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiştir.

“Kurt Kanunu” ile İzmir suikastının arkasında derin bir güç arar. “Yorgun Savaşçı” ile kurtuluş savaşı dönemini irdeler.

Ayrıca Yorgun Savaşçı romanıyla, Cumhuriyet gazetesinden “En iyi milli mücadele romanı” olarak Yunus Nadi Ödülünü alır. Bu romanın filmi yapılır, ama 12 Eylül darbecilerinin emriyle yakılır.

Devletinin kuruluş dönemini, yönetim sistemini ve toplum yapısını anlatan “Devlet Ana” romanı ile de 1968 TDK ödülünü alır.

Ama tüm romanlarında siyaseti ve toplumsal yapıyı sorgulayan bir dil vardır.

* * *

Sosyalizmle tanışana kadar koyu bir Kemalist'tir.

Sonra Kemalizm'i eleştirmeye başlar.

Özellikle Batı normlarının aynen Türk toplumuna giydirilmesini, Türk toplumunun dokusuna uymadığını söyleyerek eleştirir.

Ve de bu eleştirisinde, “Bizi ters çevirirseniz Batı, Batı’yı ters çevirirseniz biz oluruz” diyerek Batı ile Doğu’nun dokusal farkını vurgular.

Sosyalizmle tanışır, tanışır ama:

“Bu topraklarda Batı tipi sınıflar tam oluşmamıştır. Sosyalist teori Anadolu topraklarına uymalıdır” der.

Ve de o günün sosyalist kadrolarıyla farklı düşünmeye başlar.

* * *

Yani bir ölçüde yol ayrımıdır bu…

Çünkü Doğulu toplumların, Batılı toplumlardan farklı bir gelişme gösterdiğini kabul eden bir bakış açısı vardır.

“Doğulu Asyatik devletlerin tarihsel ve toplumsal gelişmesi, Batı’dan köklü bir biçimde yapısal farklılıklar gösterir” der.

Ve de “Teorinin, bu yapısal farklılıkları göz önünde tutacak biçimde dönüşüme uğratılması kaçınılmazdır” der.

Yani farklı bir kişiliktir Kemal Tahir. Tarihsel, kültürel ve sosyolojik konuları resmi ideolojinin dışına çıkarak irdeler.

Onun bu kimliğini, aylık edebiyat dergisi olan “HECE”, Kemal Tahir’e ayırdığı Ocak 2012 sayısında “Türkiye’nin ruhunu arayan adam: Kemal Tahir” diye tanımlamıştır.

Ve de o, tartışılır olmakla birlikte İdris Küçükömer gibi, Attila İlhan gibi, kendince Türkiye solunda “ezberleri bozmam” gerekir diyen bir politik düşünür, bir yazar olmuştur.