15-30 Haziran tarihleri arasında Türkiye’nin 24 ilinde yapılan 9. Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarını TRT’de büyük bir keyifle izledim. Türkçe olimpiyatlarına 130 ülkeden yaklaşık 1000 öğrenci katılmış. Olimpiyatlarda öğrenciler şarkı, şiir, konuşma, özel beceri, genel kültür ve dil bilgisi gibi 18 farklı alanda yeteneklerini sergilediler. Çeşitli uluslardan dinleri, dilleri, renkleri farklı binlerce çocuk  bizlere uluslararası bir Türkçe bayramı yaşattılar.

Bu vesileyle, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen Uluslararası Türkçe Öğretim Derneği (TÜRKÇEDER) Başkanı Dr. Ali Ursavaş ve tertip heyeti üyesi Fatih Üni. Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan’ı yürekten kutluyorum.

Osmancık Lisesi bünyesinde de Türkçe’ye Gönül Verenler Topluluğu (TGVT) adlı bir kulüp kurulmuş. Amacımız, “dilimize girmiş yabancı kelimelerin yaygınlaşmasını önlemek, yabancı kavram ve sözcükler yerine Türkçe’sini kullanmak ve böylece güzel Türkçe’mizin yaygınlaşmasını sağlamaktır. Bugün Türkiye’mizde kültür köleliği dönemini yaşıyoruz. Milletimizi, Devletimizi, Vatanımızı ve bağımsızlığımızı korumanın ve dış güçlere karşı direnmenin ilk noktası dildir. Türk dili tarihimizin, uygarlığımızın, kültürümüzün, inanç ve değerlerimizin hafıza kaydıdır. diyorlar.

2 Temmuz’da yaptığımız Çorum Lisesi Mezunlar gününde Çorum’da gördüğüm işyeri isimleri çok canımı sıktı. Turan Atlamaz beyin Belediye Başkanlığı döneminde Belediye Meclisinde yeni açılacak işyerleri için Türkçe isim konma zorunluluğu kararı çıkmıştı. Ben de bu kararı Çorum Haber’deki bir köşe yazımda “Çorum Belediyesinin Türkçe Fermanı” diyerek alkışlamıştım.

Çorum’da Güzel Türkçe’mizin korunması için Sayın Valimiz Nurullah Çakır ve Çorum Belediye Başkanımız Sayın Muzaffer Külcü’nün hassasiyetini rica ediyorum.

Epeydir rubai yazmadık. Rubailer bir başka âleme sürükler insanı.

Yarabbi, bildir de, ben beni bileyim..

Beni bilen ben ile, kendime geleyim..

Benim bensizliğim ile, ben seni bileyim..

Seni bilmeyen beni, ben neyleyeyim. (Şems-i Tebrizi)

Hayatı geç kavradım, olanı kader sandım.

Olmayanla savaştım, tekâmülde zorlandım.

Kader alında değil, akılda şifrelenmiş,

Ömrüm hazana erdi, yaşadıkça anladım…(Mehmet Özata)

 

Yüz'de ısrar etme, "Doksan da olur".

İnsan dediğinde, "Noksan da olur"...

Sakın büyüklenme, "Elde neler var".

Bir ben varım deme, "Yoksan da olur".

Hatasız Dost Arayan, Dosttan da olur....(Mevlana)

 

Zamanı mayaladım, sırrına ermek için,

Hikmeti sorguladım, vahdete ermek için.

Dediler “ölmeden ölmektir, vahdetin yolu”

Vazgeçtim, oyalandım dünyayı görmek için…(Mehmet Özata)

 

Sona geldim, başlangıç nasıldı, bilmiyorum!

Çok şeyler yaşadım, kader miydi, bilmiyorum!

Beşik ”nereden?”, kefen” nereye?” diye sordu,

“Akıbet, dedim!”, nasıldır, ne zaman, bilmiyorum!…(Mehmet Özata)