Gerek dinî gerek millî bayramlarımızın kendine mahsus özel mânâsı vardır. Dinî Bayramlarımız ve mübarek saydığımız dinî günlerimiz asırlar boyu belli bir an’anevî çerçevede kutlana gelmektedir.

          Cumhuriyetten önce ne gibi millî bayramlar vardı bilmiyorum.  Cumhuriyetten sonra tarihimize giren millî Bayramlar 18 MART, 23 NİSAN, 19 MAYIS, 30 AĞUSTOS VE 29 EKİM her biri ayrı bir değerde çok önemli olayların anılmasıdır. Hepsi gerçek bir bayramdır. Bu millet bu bayramları dedelerini kanı ile kazanmış ve kutlamayı hak etmiştir.

         18 MART 1915 Boğaz Harbi ve Çanakkale Savaşları,

         23 NİSAN 1920 Ankara’da ilk Millet Meclisi açılıyor,

         19 MAYIS 1919 Mustafa Kemâl Paşa, Millî Mücadeleyi başlatmak için Samsun’a çıkıyor,

         30 AĞUSTOS 1922 Sakarya Meydan muharebesi,

         29 EKİM 1923 Millet Meclisinde Cumhuriyetin ilanı.

        

                      

                            Cumartesi günü TÜRK YILDIZLARINI izlemeye gittik.  Halkımızın ilgisi gözlerimizi yaşartırken, jetlerle aslanlarımızın yaptığı gösteri göğsümüzü kabarttı.  Radyo, televizyon ve yazılı basın 30 Ağustos nedir, mânâ ve önemi hakkında çok şeyler söyledi.  Halkımız çok şeyler dinledi ve gördü. Çocuklar için bu bayram gösteridir. Bu bayram askerî gösteridir.  Çünkü Zafer Bayramıdır. Büyükler ise bunun tarihî özelliklerini bilmeli. Yaşlılar ki artık sağ olan gazilerimiz pek azaldı bu savaşlar hakkında anılarını gençlere anlatmalı.

Benim en büyük duam artık bu uçakları yapan biz olmalıyız.

                                               &

O savaşlara katılmadım ama benim de anlatacağım bir anım var.

1979-1980 yılları idi. Memleketimiz Dinar’dan çıktık Ankara’ya geliyoruz.  Babam yeni almış yeşil bir Murat 124 arabamız var. Arabayı ben kullanıyorum. Sandıklı’yı geçtik, Afyonkarahisar’a doğru gidiyoruz. Yol boş ve dümdüz. Ne olduysa araba kendiliğinden yavaşladı. Dördüncü vitesten düştü. Hala yavaşlıyor, üçüncü vitese düştü. Hâlâ yavaşlıyor 2. vitese düştü. Arabayı kenara çekip durdurdum. Kaputu açtım, sağına soluna bakmaya başladım. Bu esnada rahmetli babam dedi ki:

         “Oğlum bak şurası Kocatepe,  hani Atatürk’ün elinde sigara ile resmi olan yer. Şu gördüğün tepe, tınaz tepe, şu falan tepe, şurası şu, burası bu anlatmaya başladı. Deden rahmetli buralarda yaralanmıştı. Buralarda Yunan askerleri ile 22 gün, 22 gece göğüs göğüse; süngü süngüye; babalarımız çarpıştı. Çok şehit verdik oğlum çoook” dedi.

         Tamam, baba tamam dedim. Her karışına şehitlerimizin kanı karışmış olan bu toprakların üzerinden destursuz geçiyormuşuz.  Mesele anlaşıldı.

 

         Hemen o mübarek toprakla teyemmüm ederek abdest aldık.  Şükür namazı kılıp şehitlerimizin aziz ruhuna Fatihalar hediye ettik. Sonra arabaya bindik ve marşına bastım.  Araba fişek gibi gidiyordu.

                                      &

         EY KANLARI VE CANLARI İLE BİZE BU GÜNLERİ BAHŞEDEN AZİZ ŞEHİTLERİMİZ SİZLERE SELAM OLSUN, RUHUNUZ ŞAD OLSUN.   

         EY TÜRK MİLLETİ, 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIN KUTLU OLSUN.

         İÇERDE VE DIŞARIDA HER NEREDE OLURSA OLSUN ŞANLI ORDUMUZUN BÜTÜN PERSONELİ,  30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.