Fenerbahçeliyim diye söylemiyorum.

Bir şeyler yanlış yapılıyor, düğmeler yanlış ilikleniyor.

Bağırsaklar böyle temizlenmez.

Sporda temizlik böyle yapılmaz.

Bu kovuşturma; bu anlayışla, bu mantıkla, bu yöntemlerle sürdürülürse, bunun sonu kaostur. 

Bu kaos, sadece Türk Futbolunu değil, Türk Sporunu da en az elli yıl geriye götürür…

Öyle şeyler oluyor, öyle şeyler yapılıyor ki anlayabilmek, çözebilmek mümkün değil.

Malum güçler, Fenerbahçe’yi yok etmek için var güçleriyle saldırıyorlar…

*   *   *

Ya muhterem beyler, muhterem bürokratlar, muhterem kalemşörler, muhterem sunucu, yorumcu, moderatör beyler; yahu Allah aşkına, Türk Futbolu temizdi de Fenerbahçe mi kirletti?

Bu nasıl bir mantık, nasıl bir anlayış?

Vur abalıya mantığıyla, isterik kahkahalar atarak, 104 yıllık geçmişi olan bir kuruma, organize bir biçimde saldırıyor; milyonlarca insanın canını acıtıyor, dünyalarını karartıyorsunuz.

Bu nasıl bir kin, nasıl bir acımasızlık!?....

Tamam… Türkiye’nin diğer kurumları gibi Türk Futbolu da temiz değil. Kimse bunun aksini söylemiyor.

Ama şunu söylüyor. En azından ben bunu söylüyor,  bunu savunuyorum. Kirli denen Türk Futbolu, ülkenin diğer pek çok kurum ve kuruluşlarından çok daha temizdir.

Aynı yol ve yöntemi, o kurumlar için de izliyor musunuz? O kurumları da böyle isterik kahkahalar atarak dilinize doluyor, yakıp, yıkıp, yok ediyor musunuz?

!!!!...

Yapmıyorsunuz, yapamıyorsunuz.

Niye?

Çünkü samimi değilsiniz, dürüst değilsiniz, iyi niyetli değilsiniz… Tüm bunların ötesinde maksatlısınız.

*   *   *

Malum zihniyet, (kendileri de) inanmadığı halde şunu söylüyor. “Efendim… Türk Adaletine güvenelim… Şeriatın kestiği parmak acımaz….” Falan, filan…

Hayır efendim, hayır!!!  Ben kimseye güvenmiyorum.

Ayrıca da şeriatın kestiği parmak da çok acıyor. Çünkü bu şeriat, uzattıkça uzata uzata, inlete inlete, göstere göstere, kör baltayla, kör satırla parmak kesiyor. Parmaktan öte kol kesiyor, ayak kesiyor.

*   *   *

Tarih, büyük bir mantık hatasıyla bu eylemleri başlatanları affetmeyecektir.

Bu eylemi başlatan ve yürüten zihniyetle; Menderesleri, Deniz Gezmişleri, yaşı büyütülerek asılan Erdal Erenleri asan zihniyet arasında hiç fark yoktur.

O zaman da böyle söyleniyordu. O zaman da “Şeriatın kestiği parmak acımaz…” deniyordu.

Ama o parmaklar çok acıdı.

Kesilen o parmaklar, pek çok yürekleri dağladı.

Şimdi, o günlerde, o parmakları kesen, o adaleti, o zihniyeti eleştiriyoruz.

Yanlış yapıldı diyoruz.

Bugün Menderesleri, Deniz Gezmişleri, Erdal Erenleri asan zihniyet için, ne söyleniyorsa, yarın da Türk Sporunu bu hale getirenler için aynı şeyler söylenecektir.

Kimse kimseyi kandırmasın. Bu operasyon, Türk futbolunun bağırsaklarını temizleme operasyonu, değildir.

Bu operasyon, Fenerbahçe’ye ve Aziz Yıldırım’a karşı yapılan bir operasyondur.

*   *   *

Her Fenerbahçeli gibi ben de üzülüyorum.

Üzülmekten öte, gelişmeleri iğrenerek, tiksinerek izliyorum.

Çünkü kendi içindeki pisliğe ve kokuşmuşluğa bakmayanlar, “namus abidesi” kesildi, bu ülkenin başına.

Yineliyorum.

Bağırsaklar böyle temizlenmez.

Sporda temizlik böyle yapılmaz.

Toplum ve insan mühendisliğiyle hiçbir ilgileri ve bilgileri olmayan kişiler tarafından yürütülen bu kovuşturma; Fenerbahçe’yi değil, Türk Sporunu bitirir.

Nitekim de bitirdi.

*   *   *

Bu takım, bu ülkeye, sadece bu sezonda; 389 altın; 221 gümüş; 194 bronz madalya kazandırmış bir takımdır.

Bu takım, sadece bu sezona, çeşitli spor branşlarında 34 Türkiye Şampiyonluğu; 9 Türkiye İkinciliği, 6 Türkiye Üçüncülüğü,  3 Avrupa İkinciliği, 3 İstanbul Şampiyonluğu, 2 İstanbul İkinciliğini sığdırmış bir takımdır.

Bu ülkenin parasıyla, olanaklarıyla okuyup, bir yerlere gelenler,  bunları göz ardı etmemeli.