Türkiye turizmi, dış siyasi gelişmelerdeki olumsuzlukların bedelini ödüyor.

Bu gerilemeden elbette Çorum da nasibini alıyor.

Eldeki verilere göre, bu yılın ilk 10 ayında ülkemizde, geçen yılın aynı dönemine göre yabancı turist sayısında yüzde 28 artış sağlanmış ve 29 milyon rakamı aşılmış. Ama, sektörün ileri gelenleri, 2014 yılındaki 34 milyon yabancı turist sayısını yakın gelecekte yakalamanın mümkün görünmediğini söylüyorlar.

Üstelik, ülkemize gelen yabancı turist sayısından da önemli olmak üzere, Türkiye’nin artık dar gelirli turistlere ev sahipliği yaptığı ve turizm gelirlerinin, turist sayısı ile paralellik göstermediği ifade ediliyor.

Örneğin, otellerin doluluk oranları bu yıl yüzde 23’e yakın artarak yüzde 64 seviyesinin üstüne çıkmış, ancak oda fiyatlarında yüzde 13 düşüş yaşanmış.

Özet olarak, Rusya ile uçak düşürme krizi ve Avrupa ile aramızda çıkan siyasi anlaşmazlıklar sonucu dibe vuran turist sayısını kısmen de olsa artırıyoruz, ama bunu “ucuz tatil” sayesinde sağlayabildiğimiz için hak ettiğimiz geliri elde edemiyoruz.

Turizmciler, turist sayısını artırmanın yanında, hatta daha da önemli olarak, fiyatları makul seviyeye yükseltmek için çaba göstermek gerektiğine dikkat çekiyorlar. Bir de, kaybedilen pazarların yerine, yeni pazarlar bulunması gerektiğini, bunun için de ülke olarak tanıtım seferberliğinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyorlar.

*

Çorum’a gelen yabancı turist sayısının çok azaldığına daha önce de değinmiştik.

Elbette Çorum, en başta ülkemize gelen turist sayısının azalmasından etkileniyor.

Ama, Çorum’un sorunu yalnızca yabancı turist çekememek değil ki…İç turizmden de payını alamıyor.

Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi dünyanın en önemli tarih hazinelerini, gereği gibi pazarlayamıyor.

Tarihi kent dokusu için komşu Amasya’ya gelen yerli turisti, bu bölgeye gelmişken, “Hitit uygarlığının başkenti”ni de görmeye ikna edemiyor.

*

Ülke çapında turizmi yeniden ayağa kaldırmak ve turizm gelirlerini arzu edilen seviyelere getirmek için 2018’de yeni bir “eylem planı” gündeme gelebilir.

Bu, hiç kuşkusuz Çorum’un da geçmiş yıllardaki kadar olmasa bile, turizm adına yeniden canlanmasının yolunu açabilir.

Ne var ki, Çorum da kendine özgü bir “tanıtım eylem planı” belirleyip bu doğrultudaki çabalarını artırmazsa, turizm adına umut verici gelişmeler beklemek boşuna olur.

Gazetemiz, bunun için ikide bir “Kadeş” vurgusu yapıyor, “barış kenti” imajıyla çıkışın zorlanmasını öneriyor.

Yani, Çorum’un sahip olduğu değerleri, hem ülkeye, hem de dünyaya doğru-dürüst anlatabilmesi gerektiğini…

Bu konuda “niyet” tamam, ama uygulamada ne ölçüde başarılı olunabilecek?

Bize göre, projeler toplumla paylaşıldığı ve yeniliklere cesaret edildiği oranda başarı da gelecektir.

Belki de sihirli sözcük “cesaret”tir.