Her taraf terörist gibi gezen aynı model adamlarla dolu. Tüm dünya çağdaş ve

uygar görünüme koşarken biz neden toplum olarak Arap-Ortadoğulu bir görünüme bürünüyoruz.

Özellikle, gençliğin gözdesi olan oyuncu, şarkıcı, sporcu ve futbolcuların sakallı ve dövmeli hallerini hiç beğenmiyorum.

Bu görünüme karşı bir “TRAŞ” çağrısı karşılığını bulur düşüncesiyle bu eylemin toplumsal harekete dönüşmesini istiyoruz.

Aynı görüşte ki Osmancık’lı, Çorum’lu dostlarımdan ve özellikle Serik’li ve Antalya’lı öğrencilerimden destek bekliyorum.

Serik lisesinden sevgili öğrencim bisikletli modern seyyah Hasan Taş, Facebook’taki bu çağrımı, “ Hocam, emir telakki ederim.” diyerek sakallarını kesmiş.

Sevgili öğrencim Hasan Taş’a teşekkür ediyorum.

Aylarca, sosyal medyada özellikle Facebook’ta paylaşma rekorları kıran bu çağrı çok hoşuma gittiği için siz sevgili okurlarımla paylaşma gereğini duydum.

BİRAZ DA GÜLELİM

HÜRRİYET

Ateşli bir Cumhuriyetçi olan Grig, zamanla hürriyet mücadelesi konusunda heyecanını kaybetmişti. Bu değişikliğin sebebini soranlara şu cevabı veriyordu:

“Hürriyet içilmesi bitince baş döndüren bir şaraptır. Asıl büyük olan hürriyet değil, onun uğrundaki mücadeledir.

NAMUS

Kral VI. Henri, Catherine de Ronen’e aşıkmış. Kral’ın ısrarına karşı kadın, “Sizin karınız olamayacak kadar fakir, metresiniz olamayacak kadar namusluyum.” demiş.

GERÇEKÇİ

İtalya’nın ünlü heykeltraşı Mikelanj, Musa heykelini o kadar canlı ve o kadar güzel yapmıştı ki, kendisi de bu eserin karşısında heyecana kapılmış ve “Konuş artık! Konuş be!!” diye bağırarak çekici heykele fırlatmış.

UZAKLIK ÖNEMLİ DEĞİL

Meşhur Yunan filozofu Anaksagores, ölüm döşeğinde yatarken, talebeleri nereye gömülmek istediğini sormuşlar: Atina’ya mı, doğduğun köye mi? Filozof, “nereye isterseniz oraya gömün. Nasıl olsa öbür dünya her yere aynı uzaklıkta.” demiş.

FARK

Bir toplantıda savaş ve barıştan söz ediliyormuş. Hazırcevaplılğıyla meşhur bayan Corwell, bu konuda şöyle demiş. İkisi arasında fark bence şudur: “Barış zamanında oğullar babalarını gömer, savaş zamanında da babalar oğullarını!”

TÜRKPETROL-TURCAS PETROL VE SHELL İFTAR YEMEĞİ

Dün gece, emekli olarak 1996-2006 yılları arasında çalıştığım Türkpetrol-Turcas Petrol ve Shell şirketinden mesai arkadaşlarımızla boğazda Yakamoz adlı meşhur

bir lokantada iftar yemeğinde buluştuk

Mobil’den ve Türkpetrol’den kader arkadaşım sevgili dostum Oğuz Gönenç’in organize ettiği yemeğe, Ünsal Yılmaz, Oğuz Gönenç, Fatma Aytaç, Kemal Günay, Onur Gönenç, Yaşar Yılmaz, İnci Masatlıoğlu, Süleyman Asutay, Nesrin Aşula, Oya Sunay, Hakan Özışık, Metin Vural, Kutlay Özcan, Cevdet Ertaş, Aybar Tüfekçiler, Saltuk Elibol, Aysu Konuralp, Didem Muradi, Latif Aral ve Serhat Ulaşkan katıldılar

Boğaza nazır, muhteşem bir ortamda eski dostların sağlıklı olarak kavuşması hepimize yaşam enerjisi verdi. Her dostla birebir görüşerek eski günlerimizi yad ettik.

Sıra çocuk ve torunlara gelince herkesi çok tatlı bir heyecan sardı.

Cep telefonlarımızda kayıtlı eşlerimizin, çocuklarımızın ve torunlarımızın fotoğraflarını

paylaşarak mutlu olduk. Gece yarısına kadar karşılıklı hasret giderdik.

Alman filozof Goethe, “Kardeşlerimi Allah yarattı ama dostlarımı ben buldum.” der.

Dostluğa ve kardeşliğe çok önem veren bir adem olarak ben de, böylesine erdemli, böylesine donanımlı sevgili dostlarımın varlığıyla yüceliyor ve Allah’a şükrediyorum.