Trump'ın mektubuna çok kızanlar oldu. Mektup ABD Başkanlarının, diğer ülke başkanlarına bakış açısını, siyasi terbiye kurallarını; dikkate almadan yazılmış ama, önemli bir detayı vurguluyor:

"Ben dünya devletlerinin ağababası olarak" gibi demek isteyen bir tavır sergiliyor.

ABD Başkanlarının, bir asırdır, hiç biri farklı düşünmüyor. Yalnız Trump açığa vuruyor. Yani biz ABD'nin ortağı ve müttefiki konumunda ortak muamelesi görmek istiyoruz. Ne yazık ki öyle bir görüşe, ABD insanlarının hiç birinin niyeti yok.

Özetlersek; onlar "Emir Kulu" arıyorlar. Biz ortakların birbirine saygılı davranmasını istiyoruz. O bakımdan ilişkimizde; zaman zaman büyük uyumsuzluklar oluşuyor.

* * *

Çekiç Güç olayı başlı başına bir aldatma olayıdır. Rezalettir. Saddam Hüseyin'e karşı, Irak Kürtlerine güvence vermek için İncirlik ve Pirinçlik'te konuşlanmış ama PKK'ya yiyecek ve silah yardımı yaparken yakalanmıştır.

Olay artarak ve hızlanarak devam etmiş, ülkemizin ulaşım olmayan dağları ağır silahlarla donatılıp PKK'ya teslim edilmiştir.

Bu olayın terbiyesizliği; aynı gün içerisinde birbirinin tersi şeyler söyleyebilen Trump'ın mektup ve konuşmaları ile ortaya koyduğu gafları; fersah fersah geçer. Ama o devirde biz Türkiye olarak gerekeni yapmadık. O yüzden ilişki hastalıklı olarak sürdü gitti.

* * *

Trump'ın mektubunu; ABD'nin o zamanki Başkanı Lyndon B. Johnson'ın, İsmet İnönü'ye gönderdiği mektuba benzetenler oldu.

O mektuba da çok kızanlar oldu. Mektuba kızanlara ben de dahildim. Mektubu tekrar inceledim. Boşa kızmışız. Lyndon B. Johnson mektupta:

"Kıbrıs'ta asayişi BM üstlenmiş durumda, siz garantör devlet olarak görev almaya kalkarsanız, sizin gibi NATO ortaklığı bulunan Yunanistan'la karşı karşıya gelirsiniz. Bu durum NATO'nun kuralları ile bağdaşmaz. Biz buna Amerika olarak müsaade etmeyiz!" diyor. Bu normal bir şey, Trump'ın mektubuna hiç benzer tarafı yok.

O zaman bir yanlış anlamada İnönü'nün,"Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini bulur!" sözünü mektup üzerine söylediği varsayılmasıdır.

Halbu ki İnönü; mektuptan daha önce Kıbrıs'ta Türk halkına eşit davranılmadığını vurgulayıp, bu durum devam ederse Türkiye NATO'dan ayrılır, birliktelik bozulur demektedir.

Yani bu anlattıklarım, olayları iyi okuyamadığımızı göstermektedir.

Şu anda durum çok daha karışıktır. Gelinen noktada isabetli durum elde edildiği genel kanı olarak görülüyor.

Birliktelik ve isabetli görüşler ortaya koymanın en önemli olduğu zamanları yaşıyoruz.

En güzel günler sizlerin olsun.

* * *

Not: Amerika ile ilişkilerimiz bu şekilde bozuk - düzen devam edemez. Düzelecek gibi de görünmüyor. Çare konusunda çok kafa yormamız gerekiyor. Uygun çareyi bulmak Amerika için çok önemli olmadığını, ama bizim için daha önemli olduğunu kabullenip, tavrımızı ona göre belirlememiz gerekiyor.