Ayaklarımın komik olduğunu fark ettiğimde altmışıma öpücük gönderiyordum. 58 dünya yılı…

Güneş şekerleme yapmaya başlamış yine… Uyumakla, uyumamak arası bir duruş… Hidrojen patlamaları kesilmiş…

39 numaralı ayaklarımdan dünyaya ne? O patlamaları kesmiş, sessizlikte şekerleme yapıyormuş. Ben fakir söyleyenlerin yalancısıyım.

Bu şekerlemenin dünyamıza getirisiyse düşen sıcaklıklar olacakmış. 18. yüzyılda da (İ.S.) yine kendince kestiren güneş, mini buzul çağına sebep olmuş…

Kuzey yarı kürede yaz ortalamalarını aşan yağışlar, şekerleme yapan güneştenmiş.

Dere yataklarını cadde yapan ve hızını alamayıp o caddelerde derin çukurlar kazarak altgeçitler yapmak ise hiç de komik değil… Trajik…

Komik ayaklarım fısıldıyor… Doğaya rağmen dünyayı yöneten muhtelif belediye başkanları “Dikkat… Yüzme bilmeyen şehre giremez…” tabelalarını kent girişlerine asmalıdırlar. Ayrıca,  “Dikkat… Cankurtaran yelekleriniz olmadan sokağa çıkmayınız…” Dikkat… Tahliye sandallarınızı arabalarınızda bulundurmanız can güvenliğiniz içindir…” duyurularını sık, sık halka ilan etmelidirler. Yoksa trajikomik (!) olaylar olabilir.

Tıpkı 1999 depreminde Gölcük’te denizi doldurup da yapılan çakma arsaları ve üzerine yapılan evleri denizin geri alması gibi…

Sadaka ekonomisine muhtaç edilen 9,5 milyon vatandaş (seçmen) yeşil karta bağlanmış. Üç öğün yemek dağıtan aşevleri… Karşılıksız dağıtılan damızlık sığır… Tarımsal yardım… Özürlü protezi… Kırtasiye… Ders kitabı… Kömür…

Toplam 21.026.170 kişiye 1.900.472.382.- TL. Bu arada AKP’ye verilen toplam oyların da 21 milyon olduğu var… Hiç kimse bu karşılıksız yardımlardan yararlanan her seçmenin AKP’ye oy verdiği gibi bir kesinleme yapamaz, bu olsa olsa ilahi (!) bir rastlantıdır. 

Bu toz duman içinde NATO’nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın İzmir’e taşınması karara bağlanmış…  Komik ayaklarım isyanda… “Ben bunlarla aynı yolda değilim…” diye bağırıyor.

BOP’un halkla ilişkiler güzeli Angelina Jolie Hatay’a gelmiş… Ölümün estetik yaptırılmış yüzü… CIA ne zaman Angelina’yı bir yerler gönderse ölüm peşi sıra gelip biçiyor, bombalıyor insanları…

İşbirlikçi medya Angelina’nın künefe ikramını reddettiğini, sadece kahve içtiğini yazıyor. Hiç de komik değil…

Bir zamanlar bir tanıdığın kızı ABD’li bir subayla evlenmişti. Beni o dönemde şaşırtan şey bırakın içme suyunu, ellerini yıkadıkları suyun bile Amerika’dan getirildiğini söylemişti bize… Bizim suyumuz temiz değilmiş de… 1970’li yıllardan bu yana bir şeyler değişmiş olmalı… Az daha gayret edip de “değişsek” Angelina künefe de yiyecek galiba…

Bir de gülümseyen çocuklar gördüğünü söylemiş Angelina… Çocuk işte ne bilsin Angelina’nın ölüm habercisi olduğunu…

Komik ayaklarımla ne Eşbaşkanla, ne Angelina ile ne de muhtelif yandaşlarıyla aynı yollarda yürümediğim için bahtiyarım.

Sadece onlar mı, diyor 39 numaralı komik ayaklarım… Binnaz Toprak, Sezgin Tanrıkulu, Muhammet Çakmak, Bülent Kuşoğlu, Sena Kaleli ve muhtelif benzerleriyle de aynı yolda yürümüyoruz. Bu isim listesini uzatmak mümkün… Siz de kendi listenizi yapınız lütfen…

Bizim yolumuz, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” şiarıyla Mustafa Kemal’in aydınlattığı Tam Bağımsız Türkiye”nin yolu…