Dr. Andrew’in idealistliği beni o kadar etkilemişti ki romanın kahramanı Dr. Andrew değil sanki ben olmuştum. Kitabı bitirdiğimde karar verdim ‘Dr. Andrew ben olacağım’ diye kendi kendime kararımı değiştirdim. Ancak o yıllar Samsun’da Tıp Fakültesi yoktu. Yüksek okullar Ankara, İstanbul ve İzmir gibi sayılı illerdeydi. Liseyi bitirip 1943 yılında İstanbul Tıp Fakültesi imtihanlarını kazandım. Ancak İstanbul’da altı yıl tıp tahsili almam maddi açıdan imkansızdı. İstanbul’da kalmam için parasız devlet yurdu imtihanlarını da kazandım. Yani imtihanı kazanamasaydım İstanbul’da okuyamaz doktor da olamazdım. Devlet Parasız Yatılı Yurdu bana ve benim gibilere altı yıl ev sahipliği yaptı. Ben de hiç vakit kaybetmeden okulumu başarı ile bitirip roman kahramanım Dr. Andrew gibi bir doktor oldum. Güneydoğu’ya, Mardin’in kuş uçmaz, kervan geçmez Savur İlçesi Hükümet Tabipliğine atamam yapıldı. Askerlik hizmetini tamamlayınca Çorum’da Belediye Tabibi olarak 1953’de göreve başladım. 1957’den beri de serbest doktorluk yapıyorum.

Doktor, hasta olan insana yardım eden, onu tedavi eden insandır. Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra tıbbın bir dalında ihtisas yapmaya gitmedim. Çünkü benim felsefemde ‘Kendimi insan sağlığına adamak’ vardı. Doktorluk, histasının her derdine çare aramaktır. Bunun için tüm dünya literatürünü takip eder, araştırır ve yenilikleri uygularım. Tecrübe her meslekte önemlidir ama doktorlukta daha da önemlidir. Sonraları tek başına ihtisasın bana yeterli olmayacağını düşündüm. Çorum’un ilçelerinde doktor yoktu. Oralardan da hastalar bana gelirdi. O insanlara karşı kendimi sorumlu hissederdim. Her türlü hastalığın üzerine gittim. Hiç bir konuda ‘bu beni ilgilendirmez’ demedim. Her hastalığın sebebi ve tedavisini öğrenmek için büyük bir gayret sarfettim. Tek maksadım hastamı iyi etmekti. Başka birşey düşünmedim. Bu gayretlerimin neticesinde takdir ve taltif edilmem ise en büyük mutluluğum ve ödülüm oldu. Sanatkar sanatını severek yaparsa bütün inceliklerini de bilir. Sonunda iyi ve güzel şeyler yapar. Güzel işler yapınca da sevilir, sayılır, takdir vedliir ve sanatı da daha ileriye gider. Hekimlik de bir sanattır. Ve ben bu sanatı severek yapıyorum. Ayrıc abir doktor olarak görevimi tam yapmış oluyorum. Yurduma ve yurdumun insanlarına canım feda olsun. Takdir sizlerin...”

Halkın takdirini, halkın sözcüsü ve tercümanı olarak Şair Servet Denizer, aşağıdaki şiiriyle nasıl da güzel anlatmış:

RİFAT PATIR’A ÖZEL

Sen Rifat Patır’sın doktluğa anıt

Bunu ispat ettin Çorumlu tanık

Bu liyakatını herkese sordum

İlim başka bilim başka güzel dost

Mesleki kemalin Çorum’u aşmış

Gariple fakirle olmuşsun tanış

Hastalar gönlünde tedavi olur

Gönül başka ilgi başka güzel dost

Her türlü manada tabipsin dosta

Sevgi muhabbette insanlık üste

Sınıfı geçmişsin karaksel testte

Testler başka dersler başka güzel

                                               dost

Sizdeki özellik mesleki mantık

Tüm dostların der ki ona inandık

Çorum ilmeğini sizlerle ördük

Ölçü başka örgü başka güzel dost

Sağlığı bozulan hızır çağırır

Hızıra vekalet doktora gelir

Rifat Patır özel şifasın bulur

Hızır başka doktor başka güzel dost

Rifat Patır diye koydum öykümü

Sana yazıyorum şiir türkümü

Doktorlukta herkes bilir farkını

Farkı başka narkı başka güzel dost

Seni selamlıyom ey yüce insan

Çekva’dan sana binlerce selam

Servet Denizerin kalbine mihman

Rifat sensin biz Patırız güzel dost

SÜRECEK