Hayatın koşturmacası içerisinde şöyle durup etrafımıza bakabilsek, nelere teşekkür ederdik, teşekkürün bir anlamı da gönül borcunu ödemek gibi bir şey, gönülden ve içtenlikli bir cümle teşekkür etmek.

Bazen bu borç hiç tanımadığımız insanlık için çalışan bir bilim adamına olabilir, acılarımızı dindiren, sağlımıza kavuşturan doktorlara veya bir sağlık emekçisine…Zamanında yetişen bir ambulans şoförüne de teşekkür ederiz ve o an, o zaman geçince unuturuz. Oysa hayatın içinde, koşturmacasında, dikenli yollarında teşekkür etmeyi unuttuğumuz birçok insan vardır mutlaka.

En umutsuz anımızda “bunlar da geçer” diyen bir şarkıya, “gel bir kahve içelim” diyen arkadaşımıza, yaslandığımız bir omuza, gönülden içtenlikli teşekkür ederiz.

Ben teşekkür etmek isterim, beni sıcacık sevgi dolu bir aile ortamında yetiştiren, kalbimde en ufak kötülük tohumu yeşermesine izin vermeyen, güzel değerlerle donatan, anneme, babama, akrabalarıma, hayatı daha keyifli kılan hala dayanışma içinde olduğumum kardeşlerime, teşekkür etmek isterim.

Benim çocuk yanlarıma ayna tutan, birlikte büyüdüğüm, karşılıksız sevmenin ne demek olduğunu anlatan kızlarıma, en olgun çağımda tekrar çocuk yanlarımla karşılaştığım, birlikte çamurlarda yürüdüğüm, sulara bastığım karlara uzandığım, yastık savaşları yaptığım, içimdeki çocukla sürekli barışık kalmama neden olan torunlarıma teşekkür ederim.

Hayallerimin peşinden koşarken bana her zaman yol arkadaşlığı yapmış, başarılarıma sevinmiş, yenilgilerimde yanımda durmuş tüm dostlarıma teşekkür ederim.

Doğaya teşekkür ederim, arılara, kuşlara, her mevsim farklı güzellikte olan ağaçlara, renklerinden ilham aldığım tüm çiçeklere teşekkür ederim.

Gökyüzüne teşekkür ederim gündüz peşinden gitmek istediğim bulutlara, arada bir mucize gibi karşıma çıkan ebemkuşaklarına, gece seyre daldığım yıldızlara, dolunaya…

Sabahları mutlaka bir yol bulup odama dolarak güne güzel başlamama neden güneşe ve ışığına…

Engin, bilge denizlere, yakamozlara, güvenli bir kale gibi duran dağlara, dağlara yağan karlara, denizlere koşan derelere, ırmaklara…

Çok şey öğrendiğim kitaplara, onları yazan yazarlara, yazanlara ilham verenlere, şiirlere, şairlere…

Müziğe, müzisyenlere, onları icra edenlere, gelmiş geçmiş tüm sanatçılara, tiyatro oyuncuklarına…

Sinemacılara, sinema salonlarına…

Hayatı renklendiren, düşündüren, farklı gözle dünyaya bakmamızı sağlayan tüm ustalara ,hayata katkıda bulunan bu güzel insanları yetiştiren tüm öğretmenlere teşekkür etmek isterim.

Her sınıfa girdiğimde, her sene ilk günün heyecanını yaşatan binlerce hayat hikayesi ile kocaman bir kitap gibi okuduğum öğrettiğim, öğrendiğim öğrencilerime teşekkür ederim.

Bazen bir mucize gibi gelip, size siz olduğunuzu fark ettiren, içinizdeki seni ortaya çıkaran, hep yanınızda varlığını hissettiğiniz, mutluluğu daha anlamlı kılan, size ayna olan, nerden gelip nereye gittiğiniz konusunda ışık olan, sizeşarkılar söyleten, en olmadık yerde güldüren bazen, düşündüren…

Her ne yapıyorsam aşk ile yapmak gibi hayatın özünü anlamama yardımcı olan, renklerime renk katan, içimdeki aşka, birlikte yol alacağım aşk yolculuğuna teşekkür ederim.

Bu hafta bunu düşünelim; nelere teşekkür ederdik, nelere gönülden güzel dilekler gönderirdik, bir liste yapalım.

İnanıyorum ki teşekkür ettikçe uzayıp gidecek bu liste.

ANKARA