Kırk yıldır, bazen uzun aralıklı, bazen de peşpeşe cereyan eden menfur terör olayları ile yatıyoruz, terörle uyanıyoruz.

Onun için terör bu milletin-Türk yurdu Anadolu’nun değişmeyen kaderi, bitmeyen çilesi mi başlığı altında, vatan ve millet düşmanlarının iç ve dış odakların ihaneti, satılmışların melaneti olan terörün amacı, terörizme karşı devlet ve millet olarak tavrımız ve görevlerimizin neler olacağı hakkında siz aziz okurlarımızı genel anlamda bilgim nisbetinde, tecrübem oranında bilgilendirmek ve hatta bu asrın belası ve milletimizin çilesi olan teröre karşı uyanık olmamız için uyarılarda bulunmak amacı ile sizlere acizane ve naçizane bu yazıyı takdim ediyorum.

Anadolumuzun, kutsal vatanımızın 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile Türk yurdu olduğundan bugüne yaklaşık 950 senelik Türk tarihine baktığımızda, gamsız, kasavetsiz, harpsiz, darpsız, huzurlu geçen bir asrı yoktur. Daima huzurla gözyaşı hep beraber olmuş, bu millet bazen tatlı, bazen acı-buruk bir ömür geçirmeye alışmıştır. Amma, onurundan, şerefinden, bağımsızlığından asla ödün vermemiştir. Bu dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacaktır. Buna her daim hazırlıklı, temkinli ve tedbirli olmak mecburiyetinde ve mükellefiyetindeyiz. Çünkü Batının Haçlı emperyalizminin hiç değişmediğini ve bitmediğini, hep gizli ve açık düşmanlık içinde olduğunu görüyoruz. Haçlı zihniyeti maalesef bin senedir şekil ve yöntem değiştirerek devam etmektedir. ABD ve diğerleri hatta Rusya da bu düşüncenin zebunudurlar. İran da zaman zaman kendi özel konumu nedeni ile katı bir mezhepçi düşünceyi değişmez bir din anlayışı ile ideal halinde Müslüman milletlere ihraç amacına yönelik çok katı durumlar sergileyebilmektedir. Bu gün İran’ın Irak-Yemen-Suriye’deki çabası budur.

Muhakkak ki; her devletin, her milletin ileriye dönük beka-kendisini korumaya yönelik- milli menfaatleri gereği devletler arası çıkar çatışmaları, siyasi, ekonomik ve sosyal hegemonya - üstünlük sağlama amacı vardır. Bu devletlerin genel siyasetidir.

Bu durum devletler ve milletler için bir dereceye kadar makul-normal görülebilir. Fakat bu durum hiçbir zaman bir milleti evinden, ocağından, yerinden, yurdundan, vatanından etmek, o milleti yer yüzünden silmek amacı ile katı düşmanlığa dönüşmemelidir. Ne zaman düşman devletler yayılmacı hegemonyasını gerçekleştirmek için katı bir  düşmanlık içine girerlerse, işte o zaman dünyanın huzuru kaçar. Göz yumulan yılan bir gün ejderha olur, o devletleri de yutar. İşte bugün dünyanın başına  bela olan ve emperyalist devletlerin icat ettikleri destekleyip masum milletlerin üzerine acımasızca sürdükleri terör belası budur.

Bugün güzel yurdumuzun, aziz vatanımızın, yüce milletimizin üzerinde oynanan terör oyunları bu amaca yöneliktir. Yarım asra yakındır yurdumuzda bitmeyen terör çilesi yurdumuz üzerinde bu emelin yıkıcı ve bölücü enstrümanı maalesef terördür. PKK, PYD, PJK, DEAŞ, diğer terör örgütleri ve iç ihanetler bu amaca yönelik ortaya çıkmışlardır. 15 Temmuz darbe hareketi de yine dış güçlerin bir oyunu olarak sahnelenmiştir. Bu menfur harekete karşı dünyanın olumsuz tavrı  özellikle de AB ve ABD’nin tutumları bunu kanıtlamaktadır. Bu menfur olay da dış odaklıdır.

Terör örgütleri maşa örgütlerdir, uşak örgütlerdir. İlk ortaya çıktıklarında masum ve makul istekleri savunma görünümünde olurlar. Üzerlerine gidildikçe azgınlaşır ve canavarlaşırlar. Son derece acımasız hale gelebilirler. Bu da teröristlerin içine düştükleri bataklıktan çıkamayıp çaresizliği çare olarak görür, öldürmeyi iş edinir hale gelirler. PKK sözde Kürt kardeşlerimizin hakkını savunmak amacı görünümünde ortaya çıkmışlardır, ama bugün en büyük acı ve ızdırabı bu halk çekmektedir.

Körpe çocuklar  kaçırılıp, dağlarda çürütülmekte ve heder edilmekte, canlı bomba olarak kullanılmaktadırlar. Bu daha bin acıdan bir acıdır. PYD de Kuzey Suriye’de aynı amaçla hareket etmektedir. IŞİD=DEAŞ Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de Afrika’nın bazı ülkelerinde masumane selefi (sünnilerin) adına hilafet sevdası ile Şii İran ve emperyalist batıya karşı yine dış düşmanlar tarafından kurulmuş, ama bugün masum insanları,  müslümanları acımasızca güya İslam adına öldürmekte, müslüman erkekleri esir etmekte, kadınları cariye, esir kadınlar olarak onlara yapmadıkları melanet bırakmamakta, bebekleri acımasızca öldürmektedirler. Toplu katliamlar, bombalı saldırılarla ortalığa dehşet saçmaktadırlar ve ne acıdır ki bunu utanmadan, sıkılmadan din adına yaptıklarını söylemektedirler.

Terörizmin, terörün ve teröristlerin amacı: İllegal örgütler olarak; intihar saldırıları, toplu katliamlarla topluma şiddet, dehşet, korku salarak insanları ümitsizliğe sevkeder, iş göremez hale getirip devlete karşı farklılıkları kullanarak bölgesel ve toplumsal isyanlar çıkarmak, memleketi, turist gelmez, yatırım yapılmaz görünümü sergileyerek milli ekonomiyi akamete uğratmak, zayıf düşürmek, kalkınma hızını sıfırın altına düşürmek, böylece uşaklık yaptıkları ve haramla beslendikleri hain devletlerin terör destekçilerinin emellerine hizmet etmektedirler.

Şunu herkesin bilmesi gerekir, terör bir milleti asla toptan yok edemez. Çünkü öldürmekle bir millet bitirilemez. Biri ölür, bini doğar. Biri ölür bini dirilir. Terör bir milletin belki ipini inceltir ama asla koparamaz. Hele de binlerce sene köklü devlet geleneği olan yüce Türk milleti, incelebilir ama asla kopmaz. İnanmayanlar, uzak ve yakın Türk tarihine İstiklal mücadelesine, Çanakkale zaferine ve 15 Temmuz 2016 ruhuna ve daha nicelerine baksınlar, bunu çok bariz, açık olarak görebilirler. Onun için diyoruz ki, terör bir milletin canını acıtır ama onu asla yok edemez.              

(SÜRECEK)