2017 yılına maalesef terör olayından dolayı iyi başlamadık.

Aslında bu yıl 2016 yılıdır; kullandığımız Güneş Takvimi Papa Gregoryen ve ekibi tarafından son şekline getirilirken detaylar ince ince irdelenmiş, ama başlangıç tarihi (Milat) sıfır alınacak yerde 1’le başlatılacak yakışıksız bir yanlış yapılmıştır. Aslında yılbaşı ile ilgili bazı beyanlarda da yanlışlar var. Halkımız arasında yılbaşı kutlayanlar ve kutlamayanlar gibi bir ayrım gün geçtikçe derinleşiyor ve ülkemize zarar veriyor. Yanlışların büyük kısmı takvim bilgisizliğinden geliyor. Yazımı sonlandırırken bunu ayrıca açıklayacağım.

Şimdi gelelim yeni yılın ilk ikinci saati başında gerçekleşen, içimizi yakan terör olayı ile ilgili bazı detaylara.

ABD ve AB devletleri daha önce yaşadığımız terör olaylarına soğuk dururken, son olayla ilgili olumlu beyanlarda bulundular.

Hayatını kaybeden 39 kişiden 27’sinin turist oluşunun etkisi mi ? Yoksa gerçeği kavramak mı? Onu zaman gösterecek.

Obama; “Terörle, birlikte mücadele edeceğiz!” bile dedi…

Dedi de benim aklıma o zamanlar atlanılmış bazı olaylar geldi:

1992 yılında Ege Denizinde ortak tatbikat yapılırken Amerikan uçak gemisi Saratoga’dan 2 adet füze fırlatıldı. Türk muhribi Muavenet’in beyni, köprüsü vuruldu. Beş şehit verdik, 22 yaralımız vardı. Amerika yanlışlık olduğunu söyledi. Böyle bir yanlışlığın olamayacağı açıktı; Türkiye’nin Amerika’nın bazı isteklerine soğuk bakmasına karşı tehdit edildiğini yazanlar oldu. Arkasından kurulan Çekiç Gücün PKK’ya yiyecek, mühimmat, silah yardımı yaparken yakalanışını yazmayan kalmadı.

Ege Denizindeki tatbikat olayını Amerikalı bir avukat mahkeme konusu yaptı. ABD’de eğitim alan Ömer Çenesiz’in arkadaşı Necdet’le tanışmıştı. Necdet’ten şehit ailelerinin gerekli bilgilerini istedi…

Mahkemeden muhteşem tazminat alındığı, gönderdiği bilgi için Necdet’e hizmeti karşılığında gönderilen para ile Mc.Donald’s’ın Hamburger şubesinin açılabilmesinden belli oldu.

O günkü ilişkilerimiz çok daha olumlu iken böyle bir olayın olması; bu günün şartlarında olumluya dönüşebilir mi? Bilemiyorum.

Şu anda terörden arınmış güzel günlerin gelmesini ve idarecilerimize olumsuzlukların üstesinden gelecek güç dilemekten başka bir şey elimden gelmiyor.

*

Yılbaşı ile ilgili beyanlarda yılbaşı kutlayanlarla, karşı taraf olanlar arasındaki gerginliği arttıracak söylemler oluşuyor.

Bir taraftan birliktelik çağrıları yaparken diğer taraftan gerginlik yaratacak davranış ve söylemleri terk etmek gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Dördüncü Murat ülkesi değil. İçki içmek dinimizce haramdır, ama ülkemizde içki alım satımı serbesttir.

Yılbaşını içki ile kutlayanlar var diye yılbaşı kutlamasını günah saymak doğru değil. Çünkü yılbaşı zaman ölçüleri arasında duraklardan biridir.

Duraklara bir bakalım:

•Salise (Burada durak yok)

•Saniye (Burada da durak yok)

•Dakika( Durak yok)

•Saat (Durak yok)

•Gün (Burada ilk durak başlıyor. Güneş bir tur atıyor. Doğup battıktan sonra yenisi doğuyor.)

•Hafta (Hafta tatili durağı var.)

•Ay ( Aybaşı maaşı durağı var)

•Yıl (Yılbaşı durağı var. En önemli duraktır. 3 sene 365 gün dördüncü sene 366 gün. Dünya güneş etrafında turunu tamamlıyor. Devlet bütçesi, Hükümet programı buna göre düzenleniyor. Bu düzenden insanlar da nasibini alıyor. Yenisine umutla bakmanın ve kutlamanın sakıncasını anlamıyorum. İçkili kutlama işine gelince içki içen diğer günlerde de içiyor. Buraya bir not düşelim: Hicri Takvim için Hazreti Ömer zamanında Milat (başlangıç) olarak Medine’ye hicret tarihi alınmıştır. Hicri takvimde yılbaşı da 1 Muharrem olmuştur. Her iki takvimdeki milat ve hicret gibi başlangıçlar olmasa yaşımızı bile hesaplayamazdık. Bir örnekte de Peygamber efendimizin 63 yaşında vefat ettiğinin konuşulmasıdır. Bu hesap Hicri takvime göre doğrudur ama Hicri takvimde senenin bitmesine 11 gün kala yeni Hicri senenin başlaması oluşur. O bakımdan bugünkü yaş hesaplaması yapıldığında (doğrusu budur) Peygamber efendimiz 61 yaşında vefat etmiştir.)

•Asır (Takvim olarak özelliği var. Uzun Şubat 29 gün olması gerekirken 28 gün uygulanıyor. Dünyanın dönüşünün küsuratlı oluşu bunu gerektiriyor)

•4 Asır (Asırlarda kısa uygulanan Şubat burada uzun (29 gün) uygulanıyor. Bunu da dünya dönüşünün küsuratlı oluşu gerektiriyor. Bu olay 2000 yılında ilk defa uygulanmıştır.)

*

Gelelim Noel meselesine:

Ah Sezar ah… Sen yılbaşını Noel’den 45 sene önce Mart ayından, Ocak ayına almasaydın; yaşadığımız karışıklık olmayacaktı.

Yılbaşı MÖ 44 yılında ölen Roma Kralı Sezar’dan da önce var. Öyle olmasa Mart’tan Ocak ayına alınır mıydı?...

Orta Asya’dan Balkanlara kadar 20 Mart’ta kutlanan Nevruz da bir çeşit yılbaşıdır.

Noel kutlaması Hazreti İsa’nın doğum gününü kutlama.

Biz de Mevlut Kandilleri ile Hazreti Muhammed’in doğum gününü kutluyoruz. Kutlama şekilleri farklı o başka…

*

Epey anlattık da yılbaşını kutlayışımızı anlatmadık. Akşam yemeğini evimizde; kızım İnci, damat Nevzat, torunlar Ömer ve Hüseyin’le birlikte yedik. Torunlar çayları içtikten sonra dışarı çıktılar biz 4 kişi kaldık. Televizyon izledik. “Bu gece terör bakımından riskli, bu kadar saat bir şey olmadı bundan sonra da bir şey olmaz inşallah” dedim. Çayımız, meyvemiz, kuruyemişimiz masamızın üstünde idi. Saat 12’yi geçtiğinde yeni yıl girmişti. Birbirimize sarılıp iyi geçecek yıl dileğinde bulunduk.

Ben, “Allah’ım dedim. Senin salih kullarının senden istediği hayırların cümlesini senden isteriz. Senin  salih kullarının sana sığındığı şerlerin cümlesinden sana sığırınız. Özlemlerimizi gerçekleştir. Sorun üretenleri ürün üretenlere dönüştür!” dedim. Ayrıca evliliğimiz 60 yılı tamamlamıştır.

Saat birde şükürle yattım ama sabah namazına kalktığımda; Namık Kemal’in Vatan Kasidesi ’inde “Köpektir zevk alan seyyadı bi –insafa hizmetten” (insafsız avcıya hizmetten köpek zevk alır) diye tanımladığı kuduz köpeklerin en piçinin işlediği melaneti öğrenince; kahroldum, ama elden; son olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor.

Terörsüz ve de güzel günler ve yıllar sizlerin olsun.