Seçimle işbaşına gelenlerin, yine seçimle iktidardan gitmeleri demokrasinin bir gereği, ancak, bazı liderler belki koltuk rahatlığı, belki çevresindeki dalkavukların etkisi, belki de kendisini bulunmaz “Hint Kumaşı” sanmasından olsa gerek “Zamanı geldi artık” deyip şapkasını alıp iktidardan gitmiyor.

Geriye baktığımızda, AKP’nin ilk yıllar ekonomide düzeltmeleri gerçekleştirdiğini görüyoruz.

Bazı yasal eksikliklerin giderildiğine ve boşlukların doldurulduğuna tanık oluyoruz…

Dünyada kriz sürerken, (2008) Türkiye’nin iktidardaki kalibresi yüksek bakanları sayesinde ülkeyi kalkındırdıklarına tanık oluyoruz.

Ancak siyaset bu…

Zamanla siyaseti yapanlar hataya düşeceklerini hiç hesaba katmadıklarından, siyasi rakiplerinin eleştirilerini hiçe sayarlar.

Dikkate almazlar.

İlelebet iktidarda kalacakmış gibi bir tavrın içine girerler.

Bu ise iktidar hırsını arttırır, hatta kamçılar.

Hırs ise hatayı teşvik eder.

Nitekim AKP yönetimi de bir gün iktidardan gideceğini hiç aklından geçirmedi ve hala geçirmiyor gibi hareket ediyor.

Oysa iktidarda kalma süresi uzadıkça, ister istemez yönetimin başındaki kişi-kim olursa olsun- her şeyi doğru yaptığına inanmaya başlar.

Tıpkı sayın Erdoğan gibi…

Bu nedenle, işi tadında bırakan hiçbir lidere rastlayamıyoruz son 60 yıl içinde.

Bu sadece bizde değil, Avrupa ve ABD dışındaki ülkelerde, yani demokrasiyi tam hazmedememiş ülkelerde görülen bir uygulama.

Muhalefete şans tanımama…

Devamlı iktidara gelmek isteyenleri suçlamak…

Demokratik yolları tıkamak için yeni kanunlar çıkarmak…

Tıpkı AKP-MHP ittifakının bugünlerde yaptıkları gibi…

Bu gidişle AKP’yi durdurmanın tek yolu var galiba.

AKP’nin, AKP’yi durdurması.

Ya da sayın Erdoğan’ın, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı durdurması.

Montesquieu, bundan 272 yıl önce, bugün yaşadığımız tablo için aşağıdaki sözü sarf etmiş;

“Kim ki iktidara sahiptir, onu kötüye kullanır… İktidarın kötüye kullanılmaması için, eşyanın doğası gereği, iktidarın iktidarı durdurması gerekir” (Montesquieu,1748).

Montesquieu’un bu sözleri, “Tek Ses-Tek Nefes” yönetim modeliyle ülkemizi yöneten Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan için söylemediği çok net ve açık.

Kendi dönemine ait ancak bugün için de çok geçerli bir söz.

Hani hatırlatalım dedik.

Belki okuyan olur.

Bundan bir şeyler çıkarmak isteyenler olabilir.

Mesela yani…