Eskiden radyoda bu isimde, Feridun Fazıl Tülbentçi’nin akşamları sunduğu bir program vardı.

 

Bir arkadaşın, bir dostun yazmasının daha kalıcı olacağını düşündüğüm için bazı dostlarımın özgeçmişlerini, ailelerinin nereden nereye gelip, gittiğini yazmaya karar verdim.

 

İşte bunlardan birisini, gençlik yıllarımdan, aynı zamanda erkek sanat okulundan tanıdığım çok kıymetli ağabeyim Sayın Hüseyin Tuluk’la başlayan sonra da kardeşi Sayın Hasan Tuluk’la da devam eden arkadaşlık ve dostluk serüvenini yazıyorum:

 

        Ot kökünün üzerine bitermiş ata sözümüzün getirdiği gibi bu değerli dostların babaları rahmetlik Hıdır Bey amcadan bir nebze bahsedeceğim:

 

        Hıdır amca bakırcı ustası. 1954 ve 1958 yıllarında iki dönem Yavruturna Mahallesi Muhtarı olarak görev yapmış.

 

O tarihlerde muhtarlık çok önemli, çok itibarlı. Bana göre hakkıyla yapmak kaydıyla bu gün de yine çok önemlidir.

 

Rahmetlik muhtarlığı hakkıyla yapan bir muhterem. Yardıma koşan, mahallede sözü geçen, saygı gören bir zatı muhterem. Kendisi 36 yıl önce rahmetlik olmasına rağmen hala onunla son demlerini yaşayanlar onun iyiliklerini söyleyip, hayır dua edip, kendisini rahmetle anarlardı.

 

Önemli bir hizmeti de 12 Mayıs 1949 Perşembe günü cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü tarafından cumhurbaşkanlığı köşküne kabul edilen Çorum heyetinde yer almasıdır. O tarihlerde böyle bir heyetin kabulü ve böyle bir heyette bulunmanın çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Kendisine yüce rabbimden affı mağfiret diliyor, mekânı cennet olur diye dua ve niyaz ediyoruz.

 

        HÜSEYİN TULUK

 

        Hüseyin ağabeyle erkek sanat okulunda bir sene beraber okuduk. O bizden bir sınıf öndeydi. Bu okulda bir sınıf ilerde de olsa büyük sınıflara saygı gerekirdi ve öğrencilere o terbiye verilirdi.

 

        Okulun meslek kısmında küçük sınıflar büyük sınıflara çıraklık yaparlardı. Akşam olunca çıraklar takımları toplar, tezgâhı temizler ve ustaya dolapta her şeyin tamam olduğunu gösterirlerdi.

 

        Hüseyin Tuluk benim hayranlık duyduğum hala da bu hayranlığımın devam ettiği bir ağabeyimdir. Hüseyin ağabey dini vecibelerini de bi hakkıyla vaktinde yerine getiren namazlı abdestli bir ağabeyimizdir.

 

        Hüseyin ağabey 840 ayetin derlemesini hazırlayıp, adını, “OKU” (YARATAN RABBİNİN ADI İLE OKU ) koyduğu bu çalışmasından bin tane bastırdı. Bu eserinin dağıtımında ben de elimden geldiğince kendisine yardımcı oldum.

 

        Ayrıca, “Müminin Amel Defteri” adını verdiği küçük ebatlı bir deftercik hazırlayıp bundan 150 tane o güzel el yazısıyla yazıp bizlere sundu. Allah emeğini zayii etmesin inşallah. Bunlardan da 3.000 adet bastırdı ve okuyanların istifadesine sundu.

 

2. umresini 2010 yılında yaptı. İslam’ı hakkıyla yaşadığına inanıyor şahadet ediyoruz. Hayırlı, sağlıklı, ibadetli bir ömür, imanlı, hayırlı bir ölüm nasip etsin rabbim ona da bizlere de (Âmin)

 

        HASAN TULUK

 

        Hasan, canımız ciğerimiz, medarı iftiharımız, Türkiye’nin, Çorum’un sönmez ışığı.

 

Çekiçle bir dünya yaratan maharetli ellerin sahibi.

 

Kendisini ne kadar övsek azdır.

 

Başarıdan başarıya koşan, o başarılarla birlikte biraz daha tevazuya iten bunca plaket ve dünya çapındaki bir şöhrete ulaşan bu yüce küçük cüsseli adamı saygıyla kutluyorum.

 

Hasan tuluk 1943 doğumlu 1961 yılında erkek sanat okulu demircilik bölümü mezunu olup, 1967 yılında metal işleri öğretmeni olarak Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen okulundan mezun oldu.

 

Çeşitli şehirlerde meslek lisesi öğretmenliği yapıp 1979 yılında Çorum Meslek Lisesine geldi. 1998 yılında da emekli oldu.  Çorum’da binlerce öğrenci yetiştirdi.

 

1991 yılında, Uluslararası Kültür Tanıtımı nedeniyle Paris’e şeref konuğu olarak davet edildi. Aynı yıl İstanbul Topkapı Sarayında, çiftçisi, döveni, harmanı, su değirmeni, kağnısı ve köy eviyle saray odasına ANADOLU SOFRASINI KURDU.

 

        Edirne Selimiye camisini 1/100 ölçekle pirinç dövme maketi ile Edirne’deki Mimar Sinan’ı İstanbul’a taşıdı.

 

1996 yılında Fransa’nın Lyon kentinde yapılan Uluslararası kültür yarışmasına (uçak parası dışında) kendi imkânlarıyla katıldı.

 

5 ülkeden 41 sanatçının 120 eseri içerisinde (Edirne Selimiye Cami maketi hariç) 8 eseriyle hem halk oylamasında birincilik, hem de jüri oylarıyla Türkiye’ye iki birincilikle döndü.

 

2004 yılında TRT tarafından hayatı, sanatı, çalışmaları belgesel olarak çekildi ve yayınlandı.

 

40’ı aşkın kişisel sergiye katıldı.

 

2007 yılında Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik’in Çorum’a teşrifinde sanatçıyı evinde ziyaret etmiş, Milli Eğitim Müdürü Sayın Abdürrahim Köksal’ın Çorum’da açmayı planladığı Hasan Tuluk Eğitim Müzesi projelerine, çok isabetli bir karar diyerek onay vermiştir. (Bu karar hemen hayata geçirilmelidir)

 

2008 yılında, “Kentini Tanı, Kendini Tanı” sloganıyla kent bilincinin öncülüğünü yaptı.

 

.       Bu güne kadar 34 adet teşekkür, takdir ve plaketle ödüllendirilen sanatçının Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve Büyükelçi düzeyinde pek çok resmi ve özel koleksiyonlarda eseri vardır.

 

Sanatçının yeni kitabı “Taşrada Sanatçı Olmak” ismini taşımaktadır.

 

Sanatçının 1988 yılında 6 yılda yaptığı Edirne Selimiye caminin 1/100 ölçekli pirinç maketi Dünya Kültür Mirası Listesine alınması nedeniyle daha bir anlam kazanmıştır.

 

        Bunca eser, bunca emek, bir ömür böyle geçti dercesine bu eserler yetkililerce acilen korunmaya alınmalıdır.

 

Hasan Tuluk’a kulaklarımızı açıp, onun aşağıdaki ideallerini acilen yerine getirmeliyiz.

 

 

En büyük ideali, toplamda 80 parçadan oluşan özgün eserlerinin, adının yaşatılacağı bir müze ile suretlerinin sergilenmesi, ayrıca öncülüğünü yaptığı ama daha adının bile tam olarak konmadığı metal sanatının üniversitelerde bir bölüm olarak okutulması ve gelecekte Hasan Tuluk ekolünün yaşatılmasıdır.

 

           Sayın Valimiz bu konuyla ilgilenirse seviniriz.

 

        Hasan Tuluk kardeşim de bunca işin yorgunluğunu ağabeyi gibi dini görevlerini yerine getirerek huzur bulmaktadır.

 

        Kendisine hayırlı, güzel bir ömür diliyoruz.

 

        Saygı ve sevgilerimle.