Yarın 18 Mart… Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü…

Yani adını tarihe altın harflerle yazdıran ve de 105 yıl önce emperyalizme karşı duruşun bir yıldönümü…

18 Mart 1915 tarihli bu zafer, Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık ile Kurtuluş Savaşı’nın da kıvılcımını yakmıştı.

Ve bu zafer, pek çok tarihçinin yorumuna göre, Çarlık Rusyası’nı sarsan Ekim Devrimi’ni hazırlayan etkenler arasında da yer almıştı.

Ve de bu zafer, “tüm mazlum ulusların emperyalizme karşı ilk zaferi” olmuştu.

* * *

Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın stratejik olarak en önemli cephelerinden biri idi…

1914’te başlayıp 1918’de biten, yani 4 yıl süren Birinci Dünya Savaşı’nın tarafları İtilaf Devletleri ve İttifak Devletleri olarak iki blok olmuştu.

İtilaf Devletleri; İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşmuştu. Savaş başladıktan sonra İtalya, Sırbistan, Yunanistan, Belçika, Portekiz, Romanya, Japonya, Brezilya ve ABD de katılmıştı bu cepheye.

İttifak Devletleri ise Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan oluşmaktaydı. Savaş başladıktan sonra Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorlu da İttifak Devletlerine katılmıştı.

İstanbul’a gelen ve Türk Bayrağı ile Karadeniz’e açılan iki Alman gemisi, 27 Ekim 1914 günü Rus Limanı Sivastopol’ü bombalamıştı. Ve de Osmanlı İmparatorluğu, Almanya yanında savaşa katılmak zorunda kalmıştı.

Bu iki Alman gemisi Goeben ve Breslau adlı iki kruvazör idi; daha sonra adları Yavuz ve Midilli olarak değiştirilmişti.

* * *

Peki, Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletlerinin amacı ne idi?

Özellikle İngiliz ve Fransız emperyalistlerin amacı:

-Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u teslim alarak imparatorluğun bel kemiğini kırmak, boğazların kontrolünü ele geçirmekti.

-Ve ülkedeki işçi sınıfı hareketi nedeniyle zor zamanlar yaşayan Çarlık Rusyası’na, güvenli bir ikmal yolu açmaktı.

Çünkü Rusya’da farklı bir dünyanın ayak sesleri geliyordu.

-Ve de Rus petrolünün İtilaf Devletleri’ne ulaştırılmasını sağlamaktı.

* * *

Verilen bilgilere göre:

Çanakkale savaşına Osmanlıdan 500 bin, İngiltere’den 400 bin, Fransa’dan 125 bin asker katıldı. Bu savaşta 253 bin Türk askeri şehit düştü. İtilaf devletlerinden ise 250 bin asker öldü.

İngiliz ve Fransız birliklerinin büyük çoğunluğu Cezayir’den, Senegal’den, Anzak birlikleri denilen Avustralyalı ve Yeni Zelandalılardan ve de Hintlilerden, yani İngiliz ve Fransız sömürgelerinden getirilmiş askerlerden oluşmuştu.

Sonuçta Çanakkale boğazındaki deniz savaşları ve Gelibolu Yarımadası’nda yapılan kara savaşlarında, denizde ve karada büyük bir zafer kazanıldı.

Ve bu zafer, bir yandan “Çanakkale Geçilmez” destanını yazdırmış, diğer yandan askeri ve siyasi alanda yeni bir tarihsel kimlik yaratmıştı.

İşte bu kimlik, emrindeki 57’inci alaya “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diyerek savaşın kaderini belirleyen ve de Anafartalar Kahramanı olarak anılan, o günkü unvanıyla Yarbay Mustafa Kemal idi.

Ve bu zafer, “Çanakkale Geçilmez” destanı ile ölümüne bir direniş ve bu direnişin ruhu ile 21’inci yüzyılda da sadece geçmişimizi değil geleceğimizin de belirleyicisi oldu.

İşte ta o günlerde cumhuriyetin mayası olan bu zafer…

Ve de ta o günlerde cumhuriyete giden yolların taşlarının döşendiği bu mutlu gün, tüm halkımıza kutlu olsun.