Evet… Tanrı her kuluna, Türkan Köseoğlu gibi bir anne, Serdar Köseoğlu gibi bir baba versin.

Ve tabii Şebnem ve Meltem Köseoğlu gibi iki evlat…

… …

Otuz sekiz yıldır tanırım Türkan ve Serdar Köseoğlu çiftini.

Ve de doğduğu günden, bu yalancı dünyaya veda ettiği güne kadar tanır ve bilirdim Rahmetli Şebnem Köseoğlu kızımızı…

Bu yaşıma dek gördüğüm, birbirine tutkun, en örnek aile idi Türkan / Serdar Köseoğlu Ailesi.

Halen de öyledir.

Biliyorsunuz, bundan bir yıl önce, bu güzel ailenin bir parçasını çekti yanına aldı Tanrı.

Ve bu güzel aile, üzerinden bir yıl gibi uzun bir süre geçmesine karşın kızlarının ölümünü hâlâ kabullenemedi, kabullenemiyor.

* * *

Dün, AHEP Üniversitesi Yerleşkesinin önünde, Alanya Belediyesi’nce oluşturulan ve Rahmetli’nin adı verilen parkın açılışı vardı.

Ve tabii açılışla birlikte hüzün ve de gözyaşı da…

Tören boyunca arka planda kalmayı yeğleyen anne Türkan Köseoğlu ile birlikte tüm arkadaşları gözyaşı döktü.

… …

Benim böyle anlarda dilim tutulur. Düşüncelerimi dışa vurmayı beceremem.

Becerebilseydim eğer, (teselli edemeyeceğimi bile bile) şunları dillendirecek, şunları söyleyecektim Anne Türkan Köseoğlu’na.

… …

“Sevgili Türkan Kardeşim,

Ağlama artık lütfen…

Mutluluk duy.

Her evlada nasip olur mu böyle bir tören?

Şu üst düzey erkânın, kızın için söylediklerine kulak ver.

Çalışma arkadaşlarının dillendirdiklerini dinle…

Güzeller güzeli kızının rölyefine ve de resimlerine bak…

Bak o rölyef neler söylüyor…

??!!...

‘Lütfen, lütfen artık ağlama anne’ diyor sana.

‘Çalışma arkadaşlarımın anlattıklarına kulak ver; bak ne güzel şeyler anlatıyorlar, benim için…’

‘Yeter gayrı döktüğün gözyaşı… Ağlama anne, lütfen ağlama…’

‘Dişimle, tırnağımla kazıya kazıya geldim bugünlere… Onur duy, gurur duy benimle… Bak ne güzel şeyler anlatıyorlar benim için…’

‘Sana dokunamıyorum, sarılamıyorum sana ama seni görüyor ve üzülüyorum anne…

Ağlama artık, lütfen ağlama…’

Diyor, Şebnem kızın sana”

* * *

Ama beceremedim işte, diyemedim bunları.

Çünkü ben de bir kenarda gözyaşı döktüm.