Daha önce normal uygulamaları yaşayarak öğrendiğim için benden istenen yanlış vergiden kurtuldum. Ama daha önce çok büyük ödemeler yapan firmayı uyarmayı ihmal ettim. Aradan geçen 46 yıla rağmen, “Vatandaşlık görevimi yapmadım” diye hala üzülürüm. Yazımı sonlandırırken bu ilginç olayı anlatacağım.

Babamların emsali olan, marangoz Enbiya Mustafa usta (Mustafa Bilgin) vardı. Yanlış vergi uygulamasına çarpıcı bir örnek anlatmıştı:

“Kaliteli Fransız köselesi için konulmuş kilo başı 10 TL’nı; vasıfsız çarıklık deriye uygulayarak Çorum Tabakhanesini söndürdüler. ”demişti.

Buna benzer örnekler ne yazık ki az değil.

1973 yılında Elazığ’a, Malatya bayimizin teşviki ile tuğla fabrikası kuruyoruz. Toprak çeken bir kamyonumuz var. Kamyonu durdurduklarını söylediler.

Özel İdare Müdürü’ne gidip nedenini sordum,” Rüsum ödemiyorsunuz!” dedi.

“Çorum, Turhal, Erbaa fabrikaları ile ilişkim var. Bizler fabrika için konulan vergiyi ödüyoruz ”dedim.

Müdür Bey, “Bana ne senin fabrikandan! Taş ocakları nizamnamesi açık. Bizi toprak aldığınız ocak ilgilendiriyor. ”dedi.

İncelediğimde Müdür Bey’in haklı olduğunu gördüm, ama hiç pratik olmayan sistemi kendisi de uygulayamadı. Çorum, Tokat bölgesi kendi sistemini kanuna hiç uymamasına rağmen devam ettirdi. Şu anda nasıl bir uygulama yapılıyor, bilmiyorum.

Şimdi geldik, ilginç olayımıza;

Ruhsat için başvurumuza; 420 bin lira harç istediler. Biz, 2 milyon liraya fabrika kurmayı tasarlıyoruz. Daha önceki kuruluşlarımızda, benzer masrafımız olmadı.

Söylediğimde; ilgili memur, cehaletimden dolayı beni küçümseyen bir ifadeyle, “Keban Holding’den 2 milyon lira aldık. İşte kanun!” diye önüme bir metin koydu. Metinde mealen:

“Belediyelerin ve özel idarelerin yaptırdıkları bilumum binalar ile fabrikalar, hastaneler, okullar, sinemalar bu vergiden muaftır” diye yazıyordu.

“Memur bey, fabrika binaları bu vergiden muaftır yazıyor ”dedim.

da bana, “Yaaa… O, belediyelerin ve özel idarelerin yaptırdığı binaları yazıyor. Öyle olmasa Keban Holding neden ödesin 2 milyon lirayı” şeklinde bir karşılık verdi.

Ben de, “Keban Holding yanlış ödeme yaptı diye bizim de mi, yanlış ödeme yapmamız gerekiyor?” dedim.

Konuşurken tavrımız sertleşmeye, sesimiz yükselmeye başladı. Orada bulunan bir tanıdık:

“Sen bununla neden kendini yoruyorsun. Müdürleri yeni tayin edildi geldi. Amasya’lı. Hemşeriniz sayılır. Hem tanış, hem de işini suyun başında gör. ” dedi.

Müdür Bey, beni çok iyi karşıladı. Metni okumaya başladı ama memur bey adamcağızı rahat bırakmıyor, “Keban Holding’den 2 milyon lira aldık” diye söylenip duruyor…

Müdür Bey sonunda, “Hele birer çay içip, kendimizi toparlayalım. Oturun bakalım ”dedi.

Çayı yarılamıştık. Müdür Bey, “Bu konuda bir tamim olacak. Bulun da bakalım” dedi. Tamimi buldular. Tamimde:

“Bazı yanlış uygulamalar yapıldığı saptanmıştır. Özel sektörün yaptırdığı; abrika, sinema, hastane vs de ruhsat harcından muaftır” yazıyordu.

Ben kendimi kurtarmıştım ama bana yeni bir görev düşmüştü; Keban Holding’i durumdan haberdar etmek!

Ben, Türkler ’in büyük çoğunluğu gibi o görevi yapmadım.

Yapmadığım için de; 46 yıldır aklıma geldikçe, üzülür dururum.

Yine de, vatandaşlık görevini ihmal etmemek gerekir. Zaman geçtikçe rahatsızlık veriyor. Ayrıca, problemlerin düzelmesinde benzer fırsatları kullanmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.