Çorum FK Başkanı Fatih Özcan’ın, birlikte yaptığımız ortak yayında ve sonrasında katıldığı bir spor programında, şampiyonlukla ilgili yaptığı keskin ve iddialı açıklamalar, camiada heyecan yaratırken, söylemlerinin bazı kesimler tarafından yadırgandığını görüyorum. Neymiş, bu kadar iddialı konuşmak iyi bir şey değilmiş, şampiyonluğu zamana yaymak gerekirmiş.

Şampiyonluğun tam zamanı mı, yoksa zamana mı yaymak doğru olurdu? bunu irdeleyelim.
İyi ya da kötü, takdirini okuyucularımıza bırakmak kaydıyla, yaklaşık 25 yıldır bu memleketin sporuna hizmet ediyorum. Defalarca kez, “şampiyon olmayalım ama tesisimiz olsun” cümlesini duydum. “Kurumsallaşmak mı, şampiyonluk mu? Kurumsallaşmayı tercih ederiz” cümlesini defalarca işittim, gazeteme yazdım. Şampiyonluk mu, altyapı mı? Elbette altyapı denildiğine defalarca kez şahit oldum.

Bugün, Çorum FK’nın tesisleri var mı? Var. Dünya standartlarında bir stadı var mı? Var. Kurumsallaşmış bir yapıya sahip mi? Sahip. Altyapıdan oyuncu çıkıyor mu? Evet. O zaman neyi bekleyeceğiz? Şimdi değilse, ne zaman şampiyonluğa soyunacak bu kulüp? Bence bekleyecek bir şey yok. Başkan’ın zamanlaması da, planlaması da son derece doğru.

Şampiyonlukla ilgili kararı sorgulamak yerine, “bu şehir neden bu kulübe yeterince destek olmuyor?” diye kafa yorulmalı. Başkan, açık yüreklilikle, niyetini ortaya koydu ve bu yolda ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Bize düşen, bu yolda Başkan’a ve Çorum FK’ya destek olmaktır. Yoksa, vaktini bekleyecek bir şey yok ortada.

Bugün bir konuyu daha burada gündeme taşımak istiyorum. Biliyorsunuz, birçok federasyon özerk ve her ilde temsilcileri bulunuyor. Bu temsilciler neye göre belirleniyor, kriterleri neler? Gerçekten çok merak ediyorum. Bakıyorsunuz, adamın branşla hiç ilgisi yok ama il temsilcisi! Sonra çıkıyoruz “vay efendim ülke olarak biz sporda neden gerideyiz?” diyoruz. Neden olacak, işte bu yüzden. İl temsilcileri meselesi bence gömleğin ilk düğmesi gibi. İlk düğme yanlış iliklenince gerisinin doğru olma şansı kalmıyor haliyle. Görevler, liyakat sahibi insanlara verilmediği sürece, kısır bir döngü içerisinde çözüm yolu arayıp duracağız ama hiçbir zaman kesin bir çözüm bulamayacağız.