AKP iktidarı döneminde kalemini satan yazarlar gördük ve görmeye de devam ediyoruz.

Bunların takkeleri çoktan düşmüştü.

İktidar yanlısı ve taraf olmak kendisine yazar ve basın temsilcisi denilen kişiye asla yakışmıyor.

Bir yazara konuşacaklarının ve yazacaklarının emrini beyni ve vicdanı vermeli. Bir başkası sipariş vermemeli.

Milliyet Gazetesi yazarının yazdıklarının hiçbirine katılmıyorum.

Ben yazarlığımın dışında halk gözüyle bakıyorum yaşananlara.

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı yapan, daha sonra mazbatası haksızca elinden alınan Ekrem İmamoğlu hasbelkader Beylikdüzü Belediye Başkanı olmadı.

Beylikdüzü halkı ondan çok memnun. Belediyeciliği başarısız olsaydı halk oy vermezdi.

Keşke Yazar, Ekrem İmamoğlu’nu eleştirirken ( ki bu çok haksızca olmuş) biraz da YSK ve AKP tarafından elinden alınan belediye başkanlığı için birkaç kelime yazabilseydi.

Keşke yazarın, 25 yıldır İstanbul’u yönetenlerin hakkında da yazacak cümleleri olsaydı.

Keşke yazarın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerin nasıl peşkeş çekildiğini, bankamatik memurlarını, belediyeden yardım alan tarikatları, usulsüzce verilen ihaleleri, ahbap- çavuş ilişkileri ile parsellenen İstanbul’u, kaybolan yeşil alanları, okçuluk vakfına verilen bağışları yazabilecek kadar da güçlü olsaydı kalemi.

Keşke, neden İstanbul’u kaybetmek istemiyor AKP diye sorabilseydi yetkililere.

Ekrem İmamoğlu’nu, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Abdullah Gül gibi sağdan bulunup Erdoğan’a karşı kullanılacak kişi olarak görmesi ve bunu da yazması kabullenilecek bir şey değil.

İmamoğlu’nu sizin tabirinizle dış çevrelerce ( ki bu Cumhurbaşkanının ve AKP’nin sözüdür) parlatıldığı algısını nerden aldığınız da malumumuzdur.

İmamoğlu, şan, şöhret makam peşinde değil. Bunu anlamak için sadece konuşurken seyretmek ve dinlemek yeterli olacaktır. Ama siz birilerini memnun etmek için taraflı gözle bakıp dinliyor ve öyle kaleme alıyorsanız orasını bilemem.

Kuzu postuna bürünenleri yanlış tanımışsınız.

Keşke, o postların altına girip de bakabilseydiniz kimler var diye.

Sıçrayan çekirge İmamoğlu değil, iktidar yanlısı olup iktidarın her söylemini alkışlayan, ülkemizin düştüğü durumu görmemezlikten gelip, acaba hangi nimetlerinden faydalanırım diye düşünenlerdir. Onların da sıçraması biteceğindendir endişeleri.

Ya İmamoğlu kazanırsa?

Ekmekler kesilecek!

Sayın yazar, siz bizim verdiğimiz 20 tl ile İmamoğlu’nun kiraladığı uçağını yazarken, neden bizim vergilerimiz ile ailecek seyahat eden, tatile giden iktidarı yazmıyorsunuz?

Ve şaşıyorum ki VİP salonunda olanları, bir düzmece ve kesip yapıştırma ile seslendirenleri bir gazeteci olarak nasıl çözemediniz?

İmamoğlu 18 gün de olsa Belediye Başkanı olduysa o VİP salonunu kullanmak onun da hakkıdır.

Ama emir yöntemiyle, tek adamlıkla idare edilen ülkemizde maalesef buna ses çıkaracak idareci de kalmamıştır.

İktidar algı yaratmaya çalışırken biz gazetecilerin uyanık olması gerekmiyor mu?

VIP dediler,

Pontus dediler

Ne oldu? Geri tepti.

Evet, Sayın yazar, sizin yazdığınız bir tek söze katılıyorum;

Halkı aptal sanmayın! Her şeyin farkında!

Artık öyle kuzu kuzu oy vermeyecek!

Dinleyip, tartıyor.

Ayrıca İmamoğlu’nın ağzıyla kuş tutmasına da gerek yok!

Buna ihtiyacı da yok!

23 Haziran’da her şey çok güzel olacak.

Her Gününüz Güzel Olsun.